menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eğitimde iklim fırtınası, çocuk hakları sular altında

27 13
09.02.2025

İlk kar yağışını on sekiz yaşında gören bir Egeliyim. Çocukluğumda, televizyondan kar tatilinde mahalle aralarında kızak kayan yaşıtlarımı izlerken onlara ne kadar imrenirdim!

İzmir’de kar görmek bir hayaldi; aşırı yağmurlar ise okulların tatil olmasına yetmezdi. O yıllarda iklim değişikliği denince aklımıza sadece deodorantların ozon tabakasını delmesi gelirdi. Ne kadar masum bir farkındalık, değil mi?

Aradan geçen on yıllarda dünya çok değişti; iklim krizine ve doğa tahribatına dair çocuklarda ve gençlerde yaygınlaşan “eko-anksiyete” denen nur topu gibi bir endişemiz var.

Yaşam alanlarımızda birden fazla çevresel değişimin ve kaybın yol açtığı duygusal veya varoluşsal kederi ifade eden “solastalji” de cabası...

Artık iklim krizi, sadece çevresel bir sorun olmaktan çıktı, eğitim de dahil olmak üzere çocukların yaşam alanını çepeçevre saran küresel bir kriz haline geldi.

UNICEF’in kısa süre önce yayımladığı “Kesintiye Uğrayan Eğitim: 2024'te İklim Kaynaklı Aksamaların Küresel Özeti” başlıklı çalışma, dünya genelinde milyonlarca çocuğun eğitim hayatının iklim felaketleri nedeniyle sekteye uğradığını gösteriyor.

Rapora göre, 2024 yılında 85 ülkede en az 242 milyon öğrenci, aşırı hava olayları nedeniyle eğitime ara vermek zorunda kaldı. Sıcak hava dalgaları, seller, fırtınalar ve kuraklıklar nedeniyle birçok okul ya tamamen kapandı ya da eğitim olanakları ciddi şekilde kısıtlandı.

İklim kaynaklı çoğu kriz de, dünya çapında ağırlıklı olarak eylül ayında yaşandı-yani okul yılının başlangıcında.

Geçen yıl okulların kapanmasına yol açan en önemli iklim tehlikesi ise “sıcak hava dalgaları” olarak belirlendi; zira sadece nisan ayında dünya çapında 118 milyondan fazla öğrenci bu durumdan etkilenirken, Filipinler ve Bangladeş’te nisan ayında okullar kapatıldı, bazı ülkelerde de eğitim süreleri kısaltıldı. El Nino sonucu Doğu Afrika’da sık sık seller yaşanır oldu.

Eğitimde iklim koşulları nedeniyle yaşanan aksamalardan en çok etkilenen bölge olarak Güney Asya’nın bazı bölgelerinde sıcaklıkların 47 dereceye yükselmesiyle birlikte çocuklar sıcak çarpmasıyla karşı karşıya kaldı.

İklim değişikliği sadece çocukları eğitim hayatından uzaklaştırmakla kalmadı. Aynı zamanda okulların altyapısına ve eğitim malzemelerine zarar verdi; okul yolları kapandı; bu kırılganlık yüzünden öğrencilerin derse odaklanması ve fiziksel sağlığı olumsuz etkilendi; çocuk yaşta zorla evlilikler ve çocuk işçiliği riski arttı.

UNICEF verilerine göre afetler sırasında ve sonrasında kız çocuklar okulu bırakma ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalma açısından daha kırılgan bir konuma sürüklendi.

Tüm bu etkiler, ağırlıklı olarak düşük ve düşük-orta gelirli ülkelerde yaşanırken, örneğin eylül ayında İtalya, ekim ayında da İspanya’yı etkileyen sağanak yağışlar ve seller sonucunda bir milyona yakın öğrencinin eğitimi aksadı.

Peki, bu kriz Türkiye'yi nasıl etkiliyor? Ve daha da önemlisi, bu gidişatı nasıl değiştirebiliriz?

Coğrafi konumu nedeniyle iklim krizinin farklı türde etkilerini aynı anda yaşayabilen ülkeler arasında yer alan Türkiye de bu küresel eğilimden muaf değil.

UNICEF’in 2021 yılında geliştirdiği Çocukların İklim Riski Endeksi’ne (CCRI-Children’s Climate Risk Index) göre, Türkiye, iklim ve çevre şokları konusunda yüksek riskli ülkeler arasında.

Orman yangınları, sel felaketleri ve aşırı sıcaklıklar öğrencilerin okula erişimini zorlaştırırken, eğitim altyapısını da tehdit ediyor.

UNICEF raporuna göre, eğitim sistemleri, iklim krizine karşı en kırılgan sektörlerden biri... Okullar, altyapı yetersizlikleri ve aşırı hava olaylarına karşı hazırlıksız yakalanıyor. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde öğrenciler, sıcak dalgalarının neden olduğu sağlık sorunları, sel ve fırtınaların sebep........

© Gazete Duvar