menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kovuldun!

280 1
23.01.2025

ABD Başkanı Donald Trump öteki dünyalar üzerinde narsist kibrine layık etkiler yaratarak göreve başladı. Filistin ve İsrail’den Suriye ve İran’a kadar herkesin saatleri Trump’a ayarlı.

Daha gelmeden özel elçisi Steve Witkoff’u İsrail Başbakanı Netanyahu’nun üzerine salarak Gazze’de ateşkes sağlayıp radikal-faşist tayfayı kızdırdı. Oval Ofis’teki ilk gününde Batı Şeria’da Filistinlilere karşı terör estiren Yahudi yerleşimcilere yönelik yaptırımları kaldırarak aynı tayfayı mutlu etti. Ve kavgadaki herkes bu tür bir tutarsızlıktan kendi hesabına bir şeyler bekliyor.

***

Bir taraftan savaşa dönmeyi kafaya koyan Netanyahu’yu dizginlemesi için Witkoff’u birkaç ay bölgede tutmayı planlıyor. Diğer yandan “Ateşkesin süreceğinden emin değilim” diyor.

Sükûnet istiyor ama Filistinlileri dert edindiğinden değil. Filistinlileri sürüp Gazze’yi paralı züppeler için cennetmekân yapmayı düşlüyor.

Her normal insan, Gazze’ye baktığında bombardımanlarla yerle bir edilmiş şehirleri, aç-susuz-biilaç bırakılmış kitleleri, enkaz altında ceset arayan ya da sağa-sola dağılmış kafatası ve kemikleri toplayan kederli insanları görüyor. İsrail’in toprağından kazıyıp bitiremediği insanları… Trump’ın gördüğü şey ise kulelerin dikileceği, otellerin yapılacağı, eğlence merkezlerinin inşa edileceği bir hafriyat alanı. Oval Ofis’te gazetecilerle diyaloğunda, “Gazze’nin fotoğrafına baktım. Çok büyük bir yıkım alanı. Oranın farklı bir şekilde yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Deniz kenarında muhteşem bir konumu ve harika bir havası var. Orada çok güzel şeyler yapılabilir” diyor.

Suudileri Abraham Anlaşması’na dahil edip Körfez-İsrail eksenli ekonomik projelere yaklaşmak için mayınların temizlenmesini istiyor. Muhtemelen direnen Filistinliler kadar Netanyahu ve faşist bakanlarını da mayın olarak görüyor. Fakat aradığı sükûneti bozacak umursamaz kararlar ya da atamalar da yapıyor. Mesela İsrail’in Batı Şeria’yı işgalini “Kutsal Kitap’tan gelen bir hak” olarak gören ve BM’yi de ‘antisemitizm yuvası’ olarak tanımlayan Elise Stefanik’i BM Daimi Büyükelçisi olarak atıyor. Senatodaki onay oturumunda Stefanik, “Savaşa dönülmezse hükümeti devireceğim” diyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve soykırıma mola verildi diye istifa eden Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in fikirlerine katıldığını söylemekten çekinmiyor.

Bu bakış açısı, BM Güvenlik Konseyi kararları ve ABD’nin yerleşik politikalarına da aykırı. Trump’ın yerleşikle bağı çürük. İlk başkanlık döneminde Golan Tepeleri’ndeki işgal ve ilhakı da tanımıştı. Şimdi Batı Şeria’nın ilhak planına da destek verirse hiç şaşmamalı. Ya da 8 Aralık sonrası İsrail’in Suriye’de işgal ettiği yerlerde kalmasına rıza gösteren bir politika izlerse!

***

Suriye demişken orada da günün sonunda karşı karşıya gelmesi mukadder blokların başındaki HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani ile SDG Komutanı Mazlum Abdi, Trump’a tebrik mesajları yayımlıyor. Biri Suriye ve ABD arasında ortaklık kurulmasını temenni ederken diğeri işbirliğinin devamını sabırsızlıkla bekliyor. “Bu bizim savaşımız değil” diyen Trump henüz topa girmediği için kimin sahasına gol atacağını kestirmek de zor.

***

Abraham Anlaşmaları'nı ekonomik projelerle büyütmenin yanı sıra Orta Doğu’daki en önemli gündemi İran. Onda da sinyaller kafa karıştırıcı. Senatör Lindsey Graham gibi Trump destekçisi etkili isimler; Gazze, Lübnan ve Suriye’de elde edilen sonuçlardan sonra İran’ın zayıf düştüğü varsayımıyla bu ülkenin nükleer tesislerinin bombalanması için bastıranlar var. Trump’ın sihirli formülü azami baskı stratejisi ile İran’ı meteliksiz bırakıp dize getirmek. Böylece İran nükleer programını çöpe atacak, balistik füzeler geliştirmekten vazgeçecek, Hamas, Hizbullah ve........

© Gazete Duvar