menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erdoğan’ın Suriye sepeti ve çaylaklar heyeti

305 1
16.01.2025

Esad yönetimini çökertme konusunda hepsi ortak olsa da ülkeyi yeniden kurmaya sıra gelince Körfez ve Batı bloklarından bazı ülkeler diplomatik diskuru “Suriye’de Türkiye sorunu” olarak başlatma eğilimi taşıyor.

Ankara altını dolduramayacağı büyüklükte “oyun kurucu” ve “Suriye’nin yeni sahibi” görüntüsünü vererek ötekileri Şam’la diplomatik temas kurma konusunda kızıştırdı.

Bir tarafıyla HTŞ’yi meşrulaştırma hedefine hizmet ediyor. Diğer tarafıyla meseleye “İran gitti Türkiye geldi” diye bakan taraflara “Şam’ı Türklere bırakmayalım; angajmansa angajman, yardımsa yardım” dedirtiyor.

Bu rekabet terör listelerindeki HTŞ’nin temiz kâğıdı almasına, haliyle Ankara’nın yumurtalarını yığdığı sepetin hepten çöpe gitmemesine yaradığı gibi Türkiye’yi dengeleyecek, belli alanlarda da işini zorlaştıracaktır.

***

Her şeyden önce Suriye’nin Orta Doğu denkleminden sökülmesini büyük bir zafer olarak gören İsrail halihazırda işgali genişletip Suriye’nin bütün askeri varlığını yok ederek olabildikçe zayıf bir komşu hedefliyor. Suriye’nin toparlanması, ordusunu ve cephaneliğini yeniden kurması, ardından Golan Tepeleri, Kuneytra, Dera kırsalı ve Şam kırsalında işgale karşı pozisyon alması, bertaraf edilmesi gereken bir gelecek.

Türkiye ise yeni Suriye güvenlik güçlerinin eğitilmesi ve donatılması konusunda ciddi hevesler barındırıyor. Libya ve Somali gibi ülkelerdeki tecrübelerini buraya taşımak istiyor. Bu Ankara’nın da çok güçlü bir Suriye istediği anlamına gelmiyor. Özünde Erdoğan, minnettar ve bağımlı bir komşu ilişkisine yatırım yapıyor. Fakat İsrail, Hizbullah’ın rotasını kapatsalar da Suriye’de ipleri ele alan İslamcı güçlerin ileride Hamas gibi örgütlerle etkileşim potansiyelini dışlamıyor. HTŞ şu aşamada Suriye ve Ürdün’ün su kaynaklarını da tehdit eden işgalci hamlelere sessiz kalarak önceliğinin Şam’da kazık çakmak olduğu ve İsrail ile Batılı destekçilerinin hışmına uğramaktan kaçınan bir pragmatizm sergiliyor. İktidara yakın kaynaklara bakılırsa “İsrail’e karşı sessiz kalın” diyen aklın kaynağı da Ankara.

***

Türkiye’nin Suriye’de kara ya da deniz üssü edinme ihtimali de İsrail tarafından potansiyel sorun olarak görülüyor. İsrail istiyor ki, Filistin ve Lübnan’dan Suriye ve Irak’a kadar bütün bir coğrafyayı izleyip cezalandırma özgürlüğüne gölge edilmesin.

Karşılıklı ağız dalaşlarına rağmen Erdoğan’ın 23 yıldır özenle İsrail’i gözettiği, Gazze’deki soykırım sırasında da işbirliğini kesmediği, Türkiye’deki NATO üslerinin Yahudi devletinin hizmetinde olduğu ve Washington’daki Yahudi lobilerine hep şirinlik yaptığı gerçeğinden bağımsız olarak Tel Aviv’in kafasındaki bölgesel tasarımda sorun olarak kodlanan yeni bir durumdan söz ediyorum.

İsrail hükümetinin kurduğu Nagel Komitesi, Türkiye ile ittifak kurmuş bir Suriye'nin İran’dan daha tehlikeli olacağını vaaz ediyor. Esasen 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’i zorlayacak hiçbir gerçek önlemi almayan Erdoğan Türkiye’sinin Yahudi devletiyle bir çatışma senaryosu içinde ele alınmasını haklı........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play