menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kar altında titreyen yazı

37 6
22.02.2025

Ahmet Rasim’den okumuştum. Galata civarlarından bir kumarbaz bütün yaz sırtında ne varsa, kışı da onunla geçirirmiş. 1924 yılının Ocak ayında, ayaz bir kış gecesi nam-ı diğer Donsuz Petro’yla karşılaşan Ahmet Rasim ona üşüyor musun diye sormuş ve cevabını tez elden almış: “Bana ‘Donsuz Petro’ diyorlar, ama Türkçe bilmiyorlar ki... Ben ‘Donmaz Petro’yum... Titremesini bilmeyenler donar, derler.”

Titremek de, Türkçe de bu yazıya dahil. Her ikisini süslemek, bu karlı günde benim elimde. “Azrail gibi bir kış geldi,/ Yurdumuzda ne ararsan yok” dizesini yazdığı için olsa gerek Cahit Külebi, Petro’dan sonra uğruyor yanıma. Ne de olsa mevsimleri yorumlamış bir şair Külebi. “Güz Yorumu”, “Kış Yorumu”, “Yaz Yorumu” şiirlerini kastediyorum. Sonbaharda şairlerin ve âşıkların ateşini bin dereceye çıkaran, yazın dostun dostu unutacağından emin şair Külebi, kışın kendini sokaklara bırakır. “Freni bozuk kamyonlar gibi.” Caddelerde dolaşırken sevda, umut, arkadaş, anı arar. Ama peşinde doğduğu günden bu yana ölüm vardır. Akşamüstünü ısıtanın bir gülüş mü, dükkânların ışığı mı yoksa tramvayların kıvılcımları mı olduğunu düşünür durur. Ve bir başınalık duygusunun ağırlığı çöker üzerine: “Bütün trenleri kaçırdın. /Acıklı bir roman gibisin şimdi. /İşte........

© Gazete Duvar