menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yasımı tutuyorum, öyleyse iyiyim

8 0
22.09.2024

“Yas ne ki, neyin geçmesini bekliyorlar” der Roland Barthes “Yas Günlüğü”* adlı kitabında. Hastalığında çocuğu gibi baktığı annesinin kaybının ardından yazdığı günlüğü kitaplaştırır. 62 yıl annesiyle yaşamıştır Barthes ve yas döneminin inişli çıkışlı süreçlerini günlüğüne yazmıştır. Aslında her gün baskın çıkan duygusunu bir-iki cümleyle özetlemiştir de denebilir.

Psikolojide yasın evreleri tanımlanmış: İnkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme…. Ama tabii hiç kimsede bu süreç böyle bir düz çizgi izlemiyor. Barthes’ın günlüğünde de bunu görüyoruz.

Bir yakını, ailesini, birlikte yaşadığı evcil hayvanı, bazen bir uzvu bazen bir sevgiliyi, eşi kaybetmek bazen de yaşadığı çevreden uzaklaşmak, yasın başlangıcı oluyor. Ne kadar yavaş yavaş göstererek de gelse, sürece de yayılsa kaybettiğimiz o an, her şeyin kesinleştiği o dakikalar yoğun bir acı hissediyoruz. Günlük rutininizden, bedeninizden, duygu dünyanızdan, kalbinizden, evreninizden bir parça kopuyor ve yok oluyor. Yok oluşu kabullenmek, o olmadan nasıl yaşayacağımızı bilememek, hatta nasıl yaşayacağımızı düşünmek bile yoğun bir acı hissettiriyor.

Şimdi beklenmedik bir anda, patlayan bir kabarcık gibi içimde bir şey iyice belirginleşiyor: O yok artık, o yok artık, sonsuza dek ve tamamen. Donuk bir şey bu, sıfatı yok –anlamsız olduğu (yorumlama olanağı bulunmadığı)........

© Gazete Duvar


Get it on Google Play