menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kadınlar ve çocuklar şiddet, işsizlik, yoksulluk kıskacında

15 0
07.02.2025

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, 2024 yılında yapılan başvuruları, rapor olarak 28 Ocak’ta yayınladı. Kadınların gönüllü çalıştığı Dernek, 5 yıldır raporlama işini gerçekleştiriyor. Böylece kadınların ve çocukların maruz kaldığı cinsiyete dayalı şiddetin, işsizliğin yoksulluğun haritasını çıkarıyorlar. İstanbul Pendik Esenyalı semtinde bulunan 5 mahalle ölçeğinden bizlere, ülkedeki ataerkil şiddeti, kadın yoksulluğunu ve işsizliğini tüm boyutlarıyla anlama fırsatı veriyor bu raporlar. Ve tabii ki kadınların yaşadığı şiddet ve diğer sorunların yıldan yıla artış hızını tespit etmek de mümkün. Örneğin Didem Mercan’ın haberinde 2023 yılına ait rapora göre Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği'ne bir yılda 4.798 dayanışma başvurusu geldiği belirtiliyordu. 2024 yılında yapılan başvuru sayısının dörtte bir oranında arttığı anlaşılıyor. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği “1 Ocak-31 Aralık 2024 tarihleri arasında 5 bin 617 kadın, 6’sı 17 yaşında lise öğrencisi olan 16 kız çocuğu, 1’i 17 yaşında lise öğrencisi olan 10 erkek çocuğu olmak üzere toplam 5 bin 643 kişinin derneklerine başvurduğunu” belirtti.

İkinci yılı dolan 6 Şubat depremlerine, hemen ilk günlerde dayanışma desteği sunanlar arasında Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği de bulunuyordu. İktidar depremlerin ilk günlerinde gösterdiği acziyeti, iki yıl içerisinde rant fırsatçılığına dönüştürdü. Mülksüzleştirme anlamına gelen rezerv yapı alanı yasasıyla depremlerde yıkılmayan binaları dahi yıkma yoluna gitti. Hem maliyet hem kent hafızası yönünden telafisi imkansız zarara uğratan hatalı politikasında ısrar ettiği için bugün hala milyonlarca insan konteynerlerde, zorlu koşullarda yaşıyor. Deprem yönetmeliğine uygun yapıldığı için yıkılmayan binaların, sembolik öneme sahip olmasına rağmen yıkılmasının verdiği çok yönlü zarar için Bülent Batuman’ın köşe yazısı çok öğretici. Kamuyu zarara uğratan hasarsız bina yıkımı sanırım biraz da iktidarın defalarca imar affı yasaları çıkardığı için depremlerde bina yıkımı ve can kayıplarının arttığı gerçeğini gözden kaçırmak amacına yönelik. Yasa ve yönetmelikleri etkin uygulama görevini yerine getirmeyi değil iktidarını sürdürülebilir kılacak yandaş sermayeyi beslemek yolunu seçti. Bu nedenle iki yıldır deprem yaralarının sarılması başarılamadı. Hatta tam tersine deprem bölgelerinde sorunların derinleşmesine yol açtı iktidar politikası.

İktidarın deprem sonrası şekillendirdiği yeniden inşa politikası ile ataerkil şiddet, işsizlik, yoksulluk karşısında sergilenen siyasi irade arasında büyük benzerlik var. Her iki halde de güçlünün gücüne güç katacak, zayıfı alabildiğine ezecek şekilde hukuku........

© Gazete Duvar