menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Terörsüz Türkiye derken “öz-ler” yok sayılmamalı

12 0
19.05.2025

Biz “Terörsüz Türkiye” diyerek yola çıktık, lakin Ortadoğu’nun huzur ve güven açlığı “Terörsüz Bölge istiyoruz” diyerek çığlık attı. Bu çığlıklar İran, Irak ve Suriye’yi de içine alan bir bağlama çekti bu mücadeleyi. Ve gelinen noktada adımlar beklenen doğrultuda atılıyor atılmasına fakaaattt diyeceğim başlıklar da ufak tefek belirmeye başladı. Beliren “fakat zaruretlerimizi” belirtmek ve bunların iyileştirilmesine yardımcı olmak elbette ki çok önemli ve gerekli çünkü “fakatlık durumlar zamanla sakatlık durumları” getirecektir… Terörsüz Türkiye ve Bölge adımları kararlılıkla gayet başarılı bir yol haritası eşliğinde ilerliyor. PKK’nın fesih kararı alması sonrasında şimdi silahların hızla bırakılması bekleniyor. Bu noktada pek konuşulmayan önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum. Herkes terörsüzlük miladını başından beri şöyle okudu; bu milat Türkiye Devleti ve PKK arasında yaşanıyor. Yanlış! Bu miladın kurucusu Türkiye Devleti, muhatabı PKK olsa da işin içinde fazlasıyla “ara direnç katmanı” var. Türkiye Devleti içinde nasıl ki siyaset, basın, medya, kamuoyu ve daha bilumum başlıkta “terörsüzlüğe” direnç gösteren katman varsa PKK’nın içerisinde de direnç katmanları var. Bu nedenle “PKK aldığı fesih kararı sonrasında hemen bir günde silahlarını bıraksın” diyenlerin sabırlı olması gerekiyor zira PKK, zikirde ve fikirde homojen bir yapı değil ve şu an kendi içinde büyük bir mücadele veriyor. PKK şu an kendi içinde hazımsız durumlar yaşasa da, Türkiye’nin kurumsal kararlılığı........

© Gazete Damga