PKK’nın silah bırakması ve Cumhur İttifakı’nın zaferi
Tarihler Şubat 2025’i gösterdiğinde, Türkiye Cumhuriyeti, uzun ve yorgun bir mücadelenin son virajına girmişti. Kırk yılı aşkın süredir memleketin bağrına saplanan bir hançer gibi duran PKK, kurucusu Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakma ve kendini feshetme kararını ilan etti. Bu, yalnızca bir örgütün sona ermesi değil; milletin iradesiyle yoğrulmuş bir devlet aklının, sabır ve sebatla örülmüş bir siyaset anlayışının mutlak zaferiydi.
Bu gelişmenin merkezinde ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen ve Cumhur İttifakı’nın kararlı adımlarla şekillendirdiği milli duruş vardı.
BİR ZİHNİYETİN ÇÖKÜŞÜ BİR DÖNEMİN KAPANIŞI
Terörle mücadelede yıllarca sürdürülen oyalamalara, içi boş vaatlere ve çözüm süreçlerinin istismara açık yapısına karşın, Cumhur İttifakı’nın benimsediği açık ve net siyaset, bu süreci farklı bir mecraya taşıdı. Artık devlet, ne müzakere masalarında zaman kaybetmekte ne de diplomatik muğlaklıklara sığınmaktadır. Teröre karşı mücadele, yalnızca silahla değil; sınır ötesinde, diplomaside, medyada ve halk nezdinde yürütülen çok yönlü bir irade ile şekillenmektedir.
Bugün geldiğimiz noktada, Kandil’in suskunluğu, örgütün şehir uzantılarının dağınıklığı ve uluslararası zemindeki destek eksikliği, bir çöküşün alametidir. Ve bu çöküş, karanlık bir çağın kapanışı olduğu........
© Gazete Damga
