menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kavak ağaçları

15 5
28.02.2025

“Tülden yapraklarıyla sırlar dağıtır

Esen yelleri şarkıya dönüştürür

Salar uzak ovalara notalarını…”

Zaman zaman şiir temrinleri, tahlilleri yazmadım değil. Aralıklarla bazı şiirler insana dokunuverir, bazı mısralar alıp götürür diyardan diyara. Gittiğin diyarlar her zaman bilindik diyarlar değildir elbette. Bu türden şiirleri yazmak, insan içindeki evrenin büyüklüğüne işaret eder. İlham dediğimiz vergideki asaleti de gösterir. Kastedilen mana insan bedeni değildir. İnsanın ruhundaki yücelik, seçkinlik ve semailik makamına dairdir. Şiiri okuduğumda, Âşık Yunus Emre Hazretlerinin; “Çıktım erik dalına/Anda yedim üzümü/Bostan ıssı kakıyıp/Der ne yersin kozumu” dedirtti bana. Keyifle okudum, dönüp bir daha okudum. “Kavaklar rüzgârın yaban atlarıdır” mısrasıyla ben de açıkçası bir nokta koydum.

Çocukluk yıllarımızdan kalan vazgeçilmez anılar daha çok babaannelere, dedelere dairdir. Nedensiz ve niçinsiz bu kabulleniş onların dizlerinin dibinde parmaklarının arasında zaman denilen kavram sonsuzlaşıverir. Küçücük çocuk yüreğimizin sonsuz bir aşkla mutluluğa doğru kanatlanırken yüzümüze yansıyan mutluluk evin içini dolduruverir. Ne müthiş bir kabulleniştir böylesi büyük aile ocaklarımız. Ocaktan gelen ateş çıtırtılarının kaynattığı güğümden dedemizin abdest suyu ibriğe doldurulduğunda dökmek bize düşerdi. Keyifle yaptığımız bu abdest alış verişinde abdestin bitiminde peşkiri dedemizin ellerine bırakışımızla aferin benim oğluma sözcüğü göğsümüzü genişletirdi. Ezel ve ebed duygusu içten içe işleyen kanımızda dolaşan bir şifalı iksire dönüşürdü.

Tıpkı selam gibi, merhaba gibi, kolay gelsin Ayşe nine, Allah’a emanet ol evladım denilmesi gibi. Madde burada yerini tamamen metafizik bir atmosfere bırakırdı. Bu bizim halimiz ve ahvalimizdi. “Bir varmış; bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken” diye anlatılan masallardan bir masal değildi. Şiiri okuduğumda kelimeler alıp beni böylesi bir başlangıca götürdüğü için şiirden ve şairinden söz edemedim. Şair ve Sosyolog Erol Erdoğan’ın “Hatıra Defterimdeki Notları Notalara Dönüştüren Kavak Ağaçları” şiiri “Aydost” dergisi........

© Gazete Damga