Günlerin İzi - III
Bugün İstanbul'a kar yağdı yağacak derken hafif kar atıştırmalarına tanıklık ettik. İstanbul'da her gün yeni tanıklıklara, yeni dostluk ve taze umutlu baharlara yüzünüz dönebilir. Gözleriniz umutla gönenebilir. Simitçilere, tanımadıklarınıza selamlar verebilirsiniz.
İstanbul koca bir dünyadır. İkliminden insanına, vapurundan gemisine, treninden uçağına, martısından güvercinine, camisinden minaresine, hanlarından hamamlarına, simitçisinden balıkçısına, Harem’inden Kızkulesi’ne koca bir dünyadır. Sultanahmet'ten Ayasofya'ya, Haliç’ten Kasımpaşa'ya, İstiklal Caddesin’den Mahmutpaşaya, Kapalı Çarşı’dan Galata’ya, Şemsipaşa’dan Hüdayiye, Yahya Efendiden Kuzguncuk’a, Eyüp Sultan’dan Seyyid Nizam'a sayısız kalbimizin tıkırtıları yansır bu koca şehirde. İstanbul koca bir dünyadır: Her attığın adımda sana dokunur, seslenir, gözlerinde masmavi boğazın suları toplanır. Mevsim mevsim değişerek sana en güzel şiirlerini, resimlerini, hikâyelerini ve romanlarını yazdırır. Yüz yüze göz göze bakma fırsatları verir. Bu şehrin insanlarını, dostlarını, sanatçılarını, ustalarını ve üstatlarını tanıtır. Bugün böylesi bir İstanbul günüydü.
Tasavvuf Sanatçısı Feyzullah Çelebi kardeşimin beraber olma talebi üzerine Bemol Sanat Galerinde buluşup Seyyid Nizam Hazretlerini ziyaret edip bir dost meclisinde dünya ve ahiret dengesinde kaçırdığımız mühim meseleler üzerinde yolculuk yapıp muhabbetimizi koyulaştırdık. Derdimiz birdi, sükûtumuz aynıydı. Saat 15.00' te Feyzullah Çelebi kardeşimizin riyasetinde, Es-Seyyid Gavsü’l-Âzam Seyyid Nizam Hazretleri’nin huzur-u şerifinde bulunma şerefine nail olduk elhamdülillah. Huzurda dua ve niyazlarla gönüllerimizi arındırdık, salavat-ı şerifeler getirdik. Kabri şerifte hatim okuyan annemizin duasına hep birlikte âmin diyerek huzurdan ayrıldık. Kabri Şerif’ten ayrıldıktan sonra Hayri Baraçlı, Murat Salim Tokaç ve bendeniz Hayri Bey'in arabasına bindik. Feyzullah Çelebi’nin yemek davetine icabet etmek üzere Merkezefendi’ye doğru yola koyulduk. Yol boyunca Kunduracı Baba’dan bahis açıldı. Benim tanıma fırsatım olmadı. Hayri Baraçlı Bey ise kendisini yakından tanıdığını ifade edince sohbet; Kur'an ve sünnet, tasavvufun özü olduğundan zahir ve bâtın, iman, amel, takva, ihlas ve samimiyet üzerine sohbet su gibi aktı. Ruhumuza inşirah edip bir seyr ü sülûk gibiydi. Seçil Ofsetin sahibi Selahi Ağabeyimiz de su sırada........
© Gazete Damga
