Pera Palas…
Bugün sizlere Pera Palas’tan bahsetmek istiyorum.
Bence etkileyici bir hikayesi var.
Pera Palas, İstanbul’un Beyoğlu semtinde, Tepebaşı’ndaki meşhur Meşrutiyet caddesinde, 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı Devleti’nin artık yüzünü Batı’ya çevirdiğinin göstergelerinden biri olarak inşa edildi.
Mimar Alexandre Vallaury tarafından tasarlanan yapı, dönemin teknik ve estetik anlayışını bir araya getirdi. Neoklasik dış cephe, taş işçilik ve simetrik plan, yapının anıtsal yönünü öne çıkarmaktadır. İç mekânlarda art nouveau etkileri görülürken, giriş holünden üst katlara kadar uzanan merdivenlerin, dökme demir korkulukların, vitray pencerelerin, kristal avizelerin, yüksek tavanların ve mermer döşemelerin dönemin malzeme ve zanaat kalitesini gayet iyi şekilde yansıttığını ayrıca asansör sistemiyle donatılan yapının, elektrikli aydınlatma ve merkezi ısıtma özellikleriyle dönemin şartlarının ötesinde olduğunu söyleyebilirim.
1892 yılında tamamlanan yapı, aslında Orient Ekspresi’nin İstanbul’a kadar uzanmasıyla birlikte ortaya çıkan konaklama ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmıştı. Bu yeni ulaşım hattı, diplomatik temsilcilerden gazetecilere, iş insanlarından yazar ve sanatçılara kadar birçok ismi şehre taşıdı. İstanbul’da Batı normlarına uygun konaklama olanağı bulunmuyordu. 16'sı........
© Gazete Damga
