Sevgi, kardeşlik, özgürlük ve bayramlar üzerine
Sevgi, kardeşlik, özgürlük ve bayramlar üzerine Yıllardır, genelde Kurban Bayramı için yazdığım yazıların başlığını aynı kelimelerden oluşturuyorum ve içerik neredeyse aynı oluyor. Ve ana konu, kaybetmemeye çalıştığımız geleneksel bayram kutlamaları ve hep var olması gereken sevgi, kardeşlik ve geleneksel bayram coşkusu üzerinedir.
Yazıyı yazdığım gün, hafta sonuna yakın bir gün ve bugünün özelliği, bir başka güzelliği de, bayram arefesi günü olmasıydı. Olmazsa olmazlarımızdan dini bayramlarımızın, beraberinde dört günlük tatili getiren Mübarek Kurban Bayramımızın bir önceki günü olan Arefesi. Dini vecibelerimizden biri. Çocukluğumuzdan beri Rize’deki evimizin bahçesinde, aileden yedi ortağın bir araya geldiği kurban kesilen o günleri anımsadım bir an..
O dini görevimizin vazgeçilmez alışkanlığmızı yıllar sonra geldiğimiz yerleştiğimiz İstanbul’a da taşımamızdı. Her Kurban Bayramı yaklaştığında kurbanlıklar için içimi bir hüzün kaplar ama geleneğimiz ve dini vecibelerimiz nedeniyle kurban kesme görevimizi yerine getirirdik. Bugün Mübarek Kurban Bayramımızın ilk başlangıcı. Hüzünlü gönül penceremden bakmak yerine, bayram coşkusunu yaşamak gerek diye düşündüm ve o duygularla bayram haftasının sabahına merhaba dedim. Güne başlarken olması gerekeni yaptım.
Tüm olumsuzluklara karşın, sağlıklı, mutlu, gönlünüzden ve ocağınızdan bayram sevgisi, hoşgörüsü ve coşkusunun yanı sıra, geleneksel duygularınızın hiç eksilmeyeceği, ömür boyu süreceği bir bayram geçirmeniz dileklerimle Mübarek Kurban Bayramınızı içtenlikle kutluyorum. Dilerim; sevgi, kardeşlik, özgürlük ve barış hevesiniz hiç kırılmaz, bayram sevinciniz ve coşkunuz tüm yaşamınızda vazgeçilmeziniz olur. Yine geldi bir bayram.
Ancak bu bayram, önceki bayramlardan yine farklı bir bayram yaşayacağız. Değişmeyen tek şey, hiçbir zaman kaybetmediğimiz, özenle saklayabildiğimiz bayram coşkumuz. Beklentimiz olan iyiye gitmek yerine hep geriye giden bir önceki bayram yaşantımızı hep özleten, farklı bir........
© Gazete Damga
