Aşk ve âşıklar (2)
Bir de zihinsel âşıklar vardır. Enerjilerini bilime, tartışmaya, objektifliğe, yazıya, çiziye yöneltmişlerdir. Dünyaya büyük katkıları vardır bu âşıkların. Onların aşkı birçok yeniliğin hayatımıza girmesini sağlamıştır. Makineleşme, elektrik, telefon, bilgisayar, internet gibi nice teknolojik gelişme; bu âşıkların ürünüdür. Yeni bir teori geliştirmek, yeni bir ispat yapmak, bir icada imza atmak, bir makale yazmak, kitap yayınlatmak, bilinmek, tanınmak bu âşıkların tek derdidir.
Bilim aşkı öylesine yoğunlaşır ki; bazen âşık, yokluklar içinde bütün dünyayı etkileyen buluşlar yapar. Bu âşıkların hedefi bilimsel olmaktır, mantık sürecini kullanırlar. Kuvvetli ihtimalle asık suratlı, kuralcı, içe dönük ve biraz da çekilmez kişiler olurlar. Her şeyi bilmezler belki ama bildiklerini de iyi bilirler, iyi savunurlar. Çok şey bildiklerinden, az şey bilenler karşısında sıkılıp bunalırlar. Mantığı her şeye ölçü aldıklarından, duygusal yaklaşımları çocukça karşılarlar. Kişilik yapılarında zihinsel potansiyelin baskın olduğu kişilerin aşkları mantık kökenli ve ölçülü olur. Esasen bu gruba mensup olanların, beşerî aşklarla hayatlarını renklendirmeleri zor olur.
Çünkü aşk enerjilerini bilimsel çalışmalara yöneltmişlerdir. Başkalarına fayda üretme telaşı ve aşkı, bazen başkalarını görmeye bile engel olur. Kendi egolarına (ben) yönelenlerde mantık, objektiflik ve akıl ön plana geçer. Dolayısıyla aşkları kendi yararlarından ziyade insanlığın yararına yönelir. Buluşlar yapma aşkı diğer insanlara faydalar üretirken; kendilerinin tanınma, bilinme ihtiyacını da giderir.
Bu aşkların kaynak duyguları, mantık süzgecinden kaynaklanan korku ve şüphedir. Son grupta yer alan âşıklar ise maddiyat ve bilimin ötesindekilere âşık olanlardır. Bir........
© Gazete Damga
