menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hakikat ile varoluş

10 0
13.10.2025

İnsanoğlu, var olduğu andan itibaren iki temel gerçeklikle yüzleşir: İçinde taşıdığı hakikat arayışı ve içine doğduğu, kaçınılmaz olan yaşamsal döngü. Bu ikisi, bir nehrin iki yakası gibi görünse de, derinde birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Hayat, doğumla başlayıp ölümle sonlanan fiziksel bir çizgidir; hakikat ise bu çizgiye anlam katan, onu derinlemesine kavramamızı sağlayan içsel bir arayıştır.

YAŞAMSAL DÖNGÜ: EVRENSEL DANS

Doğum, büyüme, gelişme, gerileme ve ölüm… Tüm evren bu döngünün içinde hareket eder. Bir ağaç tohumdan filizlenir, büyür, meyve verir, sonbaharda yapraklarını döker ve bir gün toprağa karışır. Mevsimler değişir, güneş doğar ve batar, ayın evreleri dönüşür. Bu, durağan değil, dinamik bir ritmdir. İnsan da bu ritmin bir parçasıdır. Çocukluğun saf masumiyeti, gençliğin ateşli arayışları, olgunluğun dingin bilgeliği ve yaşlılığın derin tefekkürü... Her evre, kendine özgü hediyeler ve sınavlar sunar. Bu döngüyü reddetmek, akıntıya kürek çekmek gibidir; yorucu ve nihayetinde anlamsızdır. Asıl mesele, bu döngüyü olduğu gibi kabul edip, onun içinde nasıl bir anlam inşa edeceğimizdir.

HAKİKAT: DÖNGÜNÜN İÇİNDEKİ SESSİZ ÇAĞRI

İşte tam burada “hakikat” devreye girer. Hakikat, sadece dışarıda, kitaplarda, felsefi sistemlerde aranan soyut bir kavram değildir. O, aynı........

© Gazete Damga