FENERBAHÇE'NİN SİNİR UÇLARIYLA OYNAMAYIN!
Futbolcular seyircinin ilk dakikadan itibaren sahaya yansıyan olumsuz baskısıyla, adeta lütfen oynadılar dersek, abertı olmaz..
Hele ki En Nesyri’nin gol attıktan sonra yuhalanması, akla ve izana sığabilacek bir davranış değildi..
Maçın en akılda kalan ânı ise, Dzeko’nun kendi çabası ile attığı goldü..
Neyse ki o da yuhalanmadı.
Benzetme yapmak gerekirse, dünkü görüntüsüyle Fenerbahçe, adeta yetim ve öksüz bir çocuk gibiydi..
Sezonun bitimine üç hafta kala tribünler boştu..
Peki neden böyle oldu, şampiyon olmadığı için mi?
Kesinlikle hayır...
Fenerbahçe beklenin aksine bu sezon rakiplerini ezen ve dahası göze hoş gelen bir futbol bile oynayamadı..
Derbiler dahil önemli ve kritik hiçbir maçı kazanamadı..
Gelecek adına umudu büyütecek bir teknik direktörü de olmayınca, taraftar da ister istemez küstü..
Taraftar demişken, küsmekte elbet haklılar ama, gol atan futbolcuyu yuhalamak ne demektir diye de sormak gerekir..
Beğenmiyorsanız maça gitmezsiniz..
LAKİN MAÇIN İLK DAKİKASINDAN İTİBAREN YUHALAMA HAKKINI, SİZE KİM VEREBİLİR?
Dün akşam Eyüpspor karşısında izlediğimiz tablonun net bir fotoğrafını ortaya koyacak olursak..
Tribünde edepsizliği fıtrat edinmek suretiyle sürekli yuhalayan bir grup ile, onları sağ duyuya davet eden diğer grup arasında sıkışan sessiz bir kitle...
Kalitesini inkar eden kimi futbolcular...
Kenarda ise adı büyük ama, 'TUHAF SÖYLEMLERİNİN YANI........© Fotospor
