menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aşkın Bedeli, Seçimlerin Yükü: Materialists (2025)

11 0
11.09.2025

Celine Song, ilk filmi Past Lives (2023) ile adını duyurduğunda izleyiciler onun sinemaya getirdiği dinginliği, basit görünen ama derinlikli anlatımını hemen fark etmişti. İkinci filmi Materialists (2025) ise, aynı hassasiyetle ama bambaşka bir tonda geliyor. Bu kez daha çok romantik komedi çerçevesinde ilerliyor gibi görünse de, filmin asıl derdi insan ilişkilerinin günümüz dünyasında nasıl ölçülere, kıyaslara ve hatta piyasa mantığına tabi tutulduğunu göstermek. İzlerken sık sık gülümsüyor, bazen hafif bir alay seziliyor, ama en çok da içten içe sarsılıyoruz: “Aşkın bedeli gerçekten ölçülebilir mi?” diye sormadan duramıyoruz.

Film, New York’ta yaşayan Lucy’nin (Dakota Johnson) hikâyesini anlatıyor. Lucy, profesyonel bir çöpçatan. Onun işi, insanları rakamların diliyle eşleştirmek: Boydan kiloya, gelirden kariyere, hatta dış görünüşün ‘çekici’ addedilip edilmemesine kadar her şey tablolar ve grafikler arasında ölçülüp biçiyor. Lucy işinde oldukça başarılı. Ama Song’un kamerası bize çok erken bir noktada şunu hissettiriyor: Başkalarının aşkını yönlendiren bu kadın, kendi kalbine dokunmaktan giderek uzaklaşıyor. Lucy’nin eski sevgilisi John (Chris Evans) hayatında tekrar beliriyor. John sakin, içten, hatta biraz sıradan ama güvenilir bir adam. Tam karşısında ise Harry (Pedro Pascal) var: zengin, güçlü, göz alıcı ve Lucy’nin hayatına yepyeni bir ihtişam katabilecek türden. Film boyunca Lucy bu iki adam arasında sıkışıp kalıyor, ama Song bunu bir “Kiminle olacak?” sorusuna indirgemiyor. Daha çok, günümüz ilişkilerinin görünmeyen kodlarını açığa çıkarıyor.

Song’un kendi deneyiminden gelen gözlemler filme ayrı bir otantiklik katıyor. Yönetmen, bir dönem gerçekten de çöpçatan olarak çalışmış. İnsanların eşleşme taleplerini dinlediğinde, bazılarının neredeyse alışveriş yapar gibi beklentiler sıraladığını görmüş: “1.80 boyunda olsun, 20 BMI olsun, şu kadar kazancı olsun…” Bu absürtlük, filmde hafif ironik ama gerçekçi anlara dönüşüyor. İzleyici olarak gülsek de aslında Song’un parmağı kalbimizin en kırılgan yerine dokunuyor: Sevgi mi arıyoruz, yoksa bir tür yatırım mı?

Görsel açıdan........

© Film Hafızası