Devlet ve Demokrasi (Hep Patinaj Yapmak)
Devlet, tarihsel gelişim serüveni içerisinde insanın kendi bilinciyle inşa ettiği en üst örgütlenmenin adıdır. Bu tanımıma bir ekleme yapmak gerekirse devlet; insanın herkesi kuşatan sözleşme üzerine inşa ettiği, hukuksal örgütlenmenin adıdır. Hatta şöyle bir genelleme sanırım yanlış olmaz. Eğer insan yeryüzünde kendi ürettiği değerlere bir önem hiyerarşisi belirleyecekse bunun tepe noktasında devlet olması gerekir. Modern insan kendine ve kendi dışındaki dünyaya dair çözümlemelerinde, kendi aklını işe koşmasıyla birlikte olup bitene dair anlam, kabul, hüküm ve çıkarımlarını, belli güç ve tahakküm odaklarının komutasında değil; kendi irade ve düşüncesiyle ortaya koymaya başlamıştır. Bu aslında insanın kendini keşfi ve kendi yaşamına dair kabulleri(doğru/yanlış, iyi/güzel, faydalı/zararlı vs.) kendisinin tayin ettiği bir eşiğe işaret eder. Hem bireysel özgürlüklerin temini ve hem de müşterek yaşamın sağlıklı bir şekilde düzenlenebilmesi için (mevcut haliyle) en ideal organizasyon modelinin “devlet” olduğu gerçeğini insan, kendi aklı ve tecrübesi sayesinde başarabilmiştir. Yani devlet derken, yasa(hukuk) devletinden bahsedilmektedir. Yine yasa ve hukuk devleti derken de, demokratik hukuk devleti aklımıza gelmelidir. Her devlet kişilere, özgür(sorumlu) ve insan onuruna yakışan bir yaşamı vaat etmez. Can alıcı nüans, devletin, demokratik hukuk devleti olmasıdır.
(Devlet derken, insanın özgürlüğünü kısıtlayan, insanın değerini sömüren, kamu otoritesini belli güç odaklarına hizmetine veren ve insanları bu güç odaklarının tahakkümüne mahkum eden, zulmeden bir mekanizma olarak tanımlanan devletten bahsedilmemektedir.)
Devletin devlet olma vasfı, yönetsel karar ve eylemlerin belli bir kişi ya da kurumların kendi iradesine değil; belli bir hiyerarşi (anayasa, yasa ve diğer düzenleyici hükümler) düzeneğine göre belirlenen yasa hükümlerine dayanmasına göre nitelik kazanır. Hukukilik ilkesi, hiçbir kişi ve zümrenin imtiyazlı olmadığı, yöneten yönetilen herkesin yasalar önünde aynı/eşit derecede olduğunu belirtir. Yine burada hukuk metinleri, insan aklı ve vicdanının ve dolasıyla o toplumun problemlerine rasyonel çözümler üretebilen ve yeri geldiğinde, ihtiyaç halinde güncellenebilen, herkesin konsensüs sağladığı evrensel metinlerdir.
Demokrasi derken, farklı anlama ve kabullerle karşılaşılmaktadır. İnsanlığın bilinç seviyesi ve gelişme, tüm insanlığı kuşatıp eşzamanlı ve homojen olarak ilerleme imkânına sahip değildir. Hatta her bireyin yaşama yüklediği anlam ve yaşamda olup biteni aynı değerde kavrama becerisinin olamayacağı da bir gerçektir.........
© Fikir Coğrafyası
visit website