Güleryüzlü, Enerjik, Velûd, Girişimci Bir Ahir Zaman Bilgesi: Ersin Nazif Gürdoğan (1945-2024)
İlim-irfan ve edebiyat dünyamızdan bir yıldız daha kaydı; 11 Ağustos’ta değerli dostumuz, ağabeyimiz, TYB onursal başkanı D. Mehmet Doğan’la başlayan yaprak dökümü 20 Ağustos’ta Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan’la devam etti. Daha 20 gün önce bilgece bir yazı kaleme alacak kadar[1] diri, enerjik, üretken bir insanken, beklenmedik bir anda, 79 yaşında hayata veda etti. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet, makamı âlî olsun; dostları ve sevenlerinin başı sağ olsun.
Nazif hocamızı birkaç kelimeyle tarif ve tasvir etmek imkânsız; zira çok marifetli, çok yönlü, çok çalışkan ve üretken, gayretli, enerjik, güler yüzlü, iyimser, çok muhterem bir insandı. Yazardı, edebiyatçıydı, akademisyendi, bürokrattı, danışmandı, seyyahtı, mütefekkirdi. Eskilerin tabiriyle Nazif hoca mümtaz bir şahsiyetti, eşine ender rastlanan türden seçkin bir simaydı. Son nefesine kadar pozitif enerji yüklüydü, yaşama sevinciyle doluydu, yüzünden tebessüm, dilinden iyimserlik dolu hikmetli sözler eksik olmazdı. “Nasılsınız?” diye sorduğumuzda, her daim “şikâyet yok” der, Allah’a şükreder, bütün zorluklara rağmen moral bozmayıp mücadeleye devam etmek gerektiğini vurgulayan cümleler sarf ederdi. Kendisinin gayet barışık olduğu tasavvuf ve irfan dünyasının replik cümlesiyle söylersek, fiilen, lisan-ı haliyle “el-hamdü lillâhi alâ külli hâl, sivel küfr ü veddalâl” (küfür ve dalâlet hariç her hâlimize hamdolsun) diyenlerdendi. Müthiş iyimser bir insandı, “şikayet yok, bahane bulmak yok, bahanelerin ardında sığınmak yok; çalışacağız, başkalarıyla uğraşmayı bırakacağız, önce kendimizi düzelteceğiz…” der, iyimserlik ve pozitif enerji yaymaya devam ederdi.
Gerçekten de on parmağında on marifeti vardı. Mühendislik eğitimi vardı (İTÜ makine mühendisliği, 1967), işletme-iktisat eğitimi (İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi) vardı, Devlet Planlama Teşkilatı’nın rahmetli Özal müsteşarlığında önemli uzmanlar yetiştirdiği dönemde planlama uzmanlığı yapmıştı (1968-1972), Erzurum Atatürk Üniversitesi (1972-1975), Kırıkkale Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi gibi çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği ve danışmanlıklar yapmıştı. Bir süre S. Arabistan’da Melik Abdülaziz Üniversitesi’nde de öğretim üyeliği tecrübesi vardı (1981-1984). Özel finans kurumlarında üst düzey yöneticilik yapmıştı, Mavera dergisinin kurucuları arasında yer almıştı, Cahit Zarifoğlu’nun literatüre armağan ettiği o güzel ifadeyle, edebiyatımızın “Yedi Güzel Adam”ının sekizincisi olmuştu. Görünmeyen Üniversite, Teknolojinin Ötesi, Kirlenmenin Boyutları, Kültür ve Sanayileşme, İki Dünyanın Hesaplaşması, Hicaz’dan Endülüs’e, Zamanı Aşan Şehirler ve New York’an Los Angeles’a Yeni Roma gibi önemli eserlere imza atmıştı. Bu eserlerin her biri gerek içerik zenginliği ve gerekse üslup güzelliği açısından gerçekten okunmaya değer eserler.
Bizim kendisiyle tanışıklığımızın geçmişi 1980’li yılların ilk yarısına kadar uzanır. Kendisinin Türkiye'de ilk faaliyete geçen faizsiz finans kurumlarından birinin (Faysal Finans) genel müdür yardımcılığını yaptığı dönemdi. ODTÜ İktisat son sınıf öğrencisiydik. Sınıf arkadaşım, sonraki yıllarda bir özel finans kurumunun genel müdürlüğü ve Hazine Müsteşarlığı gibi üst düzey görevlere de gelmiş olan değerli dostum Osman Çelik’le birlikte dönem ödevi (“term paper,” bir tür bitirme tezi) hazırlamak için kolları sıvadık. Konu o yıllarda Türkiye için çok yeni bir konu, faizsiz finans kurumları. Bu kurumların hangi ilkeler doğrultusunda ve nasıl çalıştığı, geleneksel bankalardan farkının ne olduğu gibi konuları merak ediyoruz. İtiraf edelim, serde azıcık “İslamcılık” da var, faizli bankalara bir alternatifin ortaya çıkmış olmasına içten içe seviniyoruz. Ödevin bir parçası olarak bu kurumlardan birinin üst düzey yöneticisiyle röportaj yapmak istiyoruz. Sağolsun, bizi kırmadı; Faysal Finans Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Nazif Gürdoğan beyden randevu almayı başardık! Kalkıp İstanbul’a gittik, çok heyecanlıyız, randevu saatinde makama çıktık, röportajı gerçekleştirdik. Resmi konuşma faslı bittikten sonra biraz da özel sohbetimiz oldu, bizleri okumaya, araştırmaya teşvik etti. Biz o ödevden AA almayı başarmış, yıllar sonra yeniden irtibata........
© Fikir Coğrafyası
visit website