Ekonominin 2023 Yılındaki Seyri ve Başlıca Makro Göstergeler
Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle üzüntüsüyle, inişleri ve çıkışlarıyla bir yıl daha geride kaldı; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıldönümü olan 2023 yılını hayırlısıyla tamamladık, hatta 2024’ün ilk ayını bile geride bıraktık. Bu yazıda siyasette olduğu kadar ekonomide de hareketli bir yıl olan 2023 yılında yaşanan başlıca gelişmelerin ve makroekonomik göstergelerin seyri kısaca değerlendirilmiştir.
Bu çerçevede 2023 yılında Türkiye ekonomisinin gündemine damgasını vuran başlıca gelişmelerin şu şekilde özetlenmesi mümkündür: Şubat ayında yaşanan, “yüzyılın felaketi” olarak da anılan ve büyük can ve mal kayıplarına yol açan Kahramanmaraş ve Hatay depremleri; 14 Mayıs 2023’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bununla bağlantılı olarak devreye sokulan seçim ekonomisi uygulamaları; Türkiye'nin ilk yerli otomobili olan TOGG’un piyasaya çıkması; ekonomi yönetiminde ve politikalarında yılın ikinci yarısında yaşanan köklü değişim; bu doğrultuda bir süredir yürütülen düşük faiz ve heterodoks ekonomi politikalarından vazgeçilmesi; yüksek seyrini sürdüren enflasyon ve cari açık, nihayet asgari ücret ile memur ve emekli maaşlarına yapılan zamlar olarak özetlenebilir.
6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli, toplam 11 ilimizi etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki şiddetli depremler 50 bini aşkın insanımızın ölümüne, onbinlerce evin yıkılmasına ya da oturulamaz hale gelmesine, şehirlerin tarumar olmasına, milyonlarca insanın kış ortasında evsiz, parasız pulsuz ve çaresiz kalmasına sebep olmuştur. Söz konusu depremlerin yol açtığı toplam maddi zararın 104 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Deprem yaralarının sarılması konusundaki girişimlerin kamu maliyesi üzerine kayda değer bir yük getirdiği kuşkusuzdur. Depremzede vatandaşlara yardım konusunda gerek yurt içinde sivil toplumun gösterdiği cömertlik ve dayanışma, gerekse 100’ü aşkın ülkeden Türkiye'ye yardım elinin uzatılması sevindiricidir. Ancak 1999’da yaşadığımız şiddetli depremlerden ders almamış görünen Türkiye'de, imar aflarıyla, kalitesiz inşaatlarla, eksik yapı denetimleriyle, fay hatlarının geçtiği bölgelere imar izni verilmesiyle yakından bağlantılı olan büyük hasar düşündürücüdür. Geçtiğimiz aylarda Japonya’da benzer büyüklükte bir depremde kıyas kabul etmez derecede az can ve mal kaybının yaşanması bu konuda yeniden düşünmemiz, imar yasalarını ve yapı denetim mevzuatı ve uygulamalarını tepeden tırnağa gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır.
2023 yılında ekonomik göstergelerin seyri ve kamu maliyesini etkileyen ikinci en önemli gelişme 14 Mayıs 2023’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bununla bağlantılı olarak girişilen seçim ekonomisi uygulamalarıdır. Demokrasiyle yönetilen ülkelerde sık sık karşımıza çıkan ve bedeli ilerde ödenecek arzu edilmeyen sonuçları olan bir nahoş uygulama, “seçim ekonomisi” adı verilen, hükümetlerin “kesenin ağzını açtığı,” bol keseden çeşitli çevrelere ulufe dağıttığı, kamu mali disiplininden sapılmasına ve bütçe açıklarının büyümesine sebep olan ekonomik akla ve bütçe disiplinine aykırı uygulamalardır. Devletin geçmişte ödenmemiş alacaklarından vazgeçmesi, vergi ve cezaların affedilmesi ya da yeniden yapılandırılması, asgari ücret, memur ve emekli maaşlarına piyasa koşulları ve bütçe imkânlarıyla uyumsuz zamlar yapılması, faizleri siyasi talimatla düşürüp ucuz krediye ve paraya erişimin kolaylaştırılmasının yanı sıra karşılıksız para basarak para arzının şişirilmesi gibi uygulamaların eninde sonunda bedeli topluma ödettirilecek olan kaçınılmaz sonuçları kamu açıkları, enflasyon, paranın alım gücünün azalması, fakirleşme ile, gelir dağılımında ve kaynak dağılımında etkinliğin bozulmasıdır.
Son üç yılda Türkiye'de başlıca makroekonomik göstergelerin seyri Tablo 1’de özetlenmiştir.
Tablo 1.Makroekonomik........© Fikir Coğrafyası
visit website