Güvenlik ile özgürlük arasındaki çelişki ve çatışma her ne kadar modern çağlarda teorik bir çerçeveye oturtulmuş, devlet-siyaset aktörleri arasında bir gerginlik alanı olarak tanımlanmış, devlet-millet bileşkesi gibi sorunlu bir bağlama yerleştirilmiş ise de, kökeni Âdem’in oğulları kıssasına kadar geriye giden travmatik bir fenomendir.

Kabil, Habil’i kişisel çıkarlarına karşı bir engel, tercihlerini sınırlayan bir figür olarak görmüş, bu bağlamda onu ortadan kaldırma yoluna gitmiştir. Konuya ilişkin iradesine başvurduğu tanrıyı ve babasını karşısına alma pahasına ilk kanı dökerek kardeşini öldürmüş, cinayet işlemekten kaçınmamıştır. Dahası bu cinayet eyleminin kendisine yüklediği sorumluluğu üstlenmemiş, işlediği cinayetin hesabını vermeye yanaşmamıştır. Böylece günümüze kadar gelen insanlığın hikâyesi ivme kazanmış, çağlar açıp, çağlar kapatan, kıtalar fethedip insanlara (hatta doğaya ve hayvanlara) soykırım uygulayan şiddet döngüsüne yakalanmıştır.

Eşim Otizm ve Otistik Çocukların Eğitimi üzerine uzmanlaşıyor. Pandemi zamanlarında dijital ortamda ders işlediklerinde kulak misafiri olmuştum. Bir derslerinde hocaları Cambridge’teki çalışmalardan, Simon Baron-Cohen’nin kadının sosyal (E)mpatik beyni/aklı ile erkeğin düzenleyici (S)istemleştiren beyni/aklı üzerine geliştirdiği kuramdan bahsetmiş, kuramın deneysel verilerine gönderme yapmıştı. Oyun oynayan bir grup çocukların yanına gönderilen kız çocuğu sempatik bir davranışla oyuna dâhil oluyor, oyuna devam ediyordu: benzer........

© Fikir Coğrafyası