Hakikati konuşmamak veya Öğretmenlik Mesleği Kanunu
Rahmetli Vehbi Başer Hoca millî eğitimi, “mazgallarına sinmiş bir yeniçeri ruhunun bütün reformları eğlenceye dönüştürerek çöp ettiği bir kabare tiyatrosu” olarak tanımladıktan sonra, kanaatimce eğitim bahsimizin en hakikatli ve can alıcı tespiti olan şu çarpıcı değerlendirmeyi yapmıştı: “Asıl problem, bu kabarenin izleyicileri olarak vatandaşların bu koca tiyatronun bir eğitim teşkilatı ve burada dönen dolabın eğitim faaliyeti olması gerektiği yönündeki bağnaz ısrarından kaynaklanıyor. Eğitime tâbî tutulan çocuk ve gençler, bu tiyatrodaki en ağır rolü oynarken kişilikleri ve insanî kapasiteleri itibariyle kötürümleştirilip felç ediliyorlar.”
Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) TBMM’de kabul edildi. Kabul edilen kanunun içeriği ve TBMM’ye geliş süreci Türkiye’nin kamusal işleyişinin ibretlik bir görünümünü sunuyor. Türkiye’nin nasıl kendisine tuzak kuracak şekilde yol aldığının en müşahhas örneklerinden birisini bu kanun oluşturuyor. Fransız filozof Deleuze’un “hakikatle temas etmemek için etrafında dolanıp duruyoruz” dediği söylenir. Gerçekten de Türkiye’nin görünümü bu şekilde ve ÖMK spesifik olarak bunu teyit eder nitelikte. Türkiye’de neye karşılık geldiği belli olmayan, kimsenin merak etmediği bir dil egemen. Kamu politikaları da hem anlamdan hem tutarlılıktan yoksun örtük amaçlılıkları olan birer operasyon düzenlemeleri hükmünde maalesef.
ÖMK vesilesi ile kamuoyuyla birkaç hususu paylaşmakta yarar görüyorum. Türkiye, gerçekçi bir şekilde meseleleriyle yüzleşmeden, meselelerini açık yüreklilikle konuşmadan ve bütüncül bir kavrayışla ele almadan sadra şifa bir düzenleme hayata geçiremez. Meslek kanununun ne olduğu, nasıl olması gerektiği emsal kanunlardan anlaşılabilir. Esas itibariyle devletin işleyişi; vatandaşların hakkını, hukukunu gözeten, önceleyen bir yapıda olduğunda, istihdam düzeni; temel yönetim ilkelerine ve adil bölüşüme yaslandığında herhangi bir meslek grubuna ilişkin özel bir kanun çıkarmanın gereği bile olmayabilir. ÖMK gerekçesinde de belirtildiği gibi Türkiye’nin yarınları açısından kritik önem taşıyan meslek grubuna ilişkin müstakil bir kanun hazırlama durumu olabilir. Gerçekten de bazı meslek gruplarına münhasır meslek kanunu hazırlamanın makul gerekçeleri olabilir. Ancak makul gerekçelerin ileri sürüldüğü yerde yapılmak istenen düzenlemenin içeriği de gerçekten bu özgünlüğe uygun bir nitelik taşımak durumundadır. Aksi taktirde makul gerekçeler ileri sürüp keyfe keder bir düzenleme oluşturmak ancak Türkiye’nin kamusal işleyişindeki savruklukla izah edilebilir. Yukarıda da alıntıladığım Vehbi Başer Hocanın tespiti bu açıdan tarihi bir tespittir. Çünkü maksat; meseleleri çözmek değil neredeyse meselelerin çözülmesine engel olmaktır. Tarihsel ve fiili işleyiş bunu biteviye teyit etmektedir.
ÖMK, öğretmenliğin çok önemli, çok stratejik bir meslek........
© Fikir Coğrafyası
visit website