menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Piyasalaşma ektiler, biçilen sağlığımız oldu

16 7
13.01.2025

Farkında mıyız; aile hekimlerinin grev gerekçeleri ile yenidoğan ölümleri ve sağlıkta çeteleşme birbirinden bağımsız değil.
Geçtiğimiz iki ayın bu iki önemli gündemi, halkın sağlık hakkı bağlamında çok katmanlı soruların cevabını içinde barındırıyor.
Bir soru ile başlayalım: Sezaryen ile doğum oranlarında ülkeyi dünyada ilk sıralara yerleştiren bir süreci bu iki başlıktan ayrı düşünebilir miyiz?
Nasıl oldu da insanlık tarihinin başlangıcından bu yana doğal bir süreç olan doğum, Türkiye’de her iki çocuktan en az birisi için cerrahi bir işleme dönüştü? Bu bir sonuç değil ideolojik bir tercih.
Misal 2017 yılında “Türkiye’de 100 doğumdan 53’ü sezaryen ile gerçekleşirken bu oran Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yüzde 28” idi.
Aile hekimliği modelinde ebelerin alanı daraltıldı. Bebek izlemlerinde olası yoğun bakım gereksinimi için aile hekimlerinin sevk edebileceği kamu sağlık kurumu bebek yoğun bakım yatak kapasiteleri ve teknik donanımı geriletildi. Alan özel hastaneler marifeti ile taşeronlara bırakıldı. Şimdi sistemin öz eleştirisini yapması gereken muktedirler, tek bir dava ile meseleyi sönümlendirmek istiyor. Yenidoğan bebeklerin ölümüne yol açan mahkeme süreci........

© Evrensel