menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hareketsizliğin gölgesinde kasın isyanı: Toplumun ve bedenin rabdomyolizi

26 7
13.10.2025

Bir zamanlar deprem enkazında ezilen kasların hastalığıydı rabdomyoliz; şimdi modern hayatın hızında ezilen bedenlerin sessiz yankısı.

Neredeyse kırk yıllık dahiliye hekimiyim. Onca yılın toplamında, son altı ay kadar spora bağlı rabdomyoliz vakasına bu denli hiç rastlamamıştım. Peki değişen ne, ya da ne oluyor bize?

Son dönemde genç ve orta yaşlı bireylerde bu tabloyla daha sık karşılaşır oldum.

Rabdomyoliz, kas hücrelerinin aşırı zorlanma sonucu parçalanmasıdır. Sorun basit algılansa da sonuç vahim olabilir: Ani gelişen böbrek yetmezliği, kalpte ritim bozuklukları ve ağır metabolik dengesizlikler.

Geçmişte bu tabloyu daha çok deprem enkazlarında, göçük altında uzun süre kalanlarda; yani ‘Ezilmiş kasların çaresiz çığlığı’ olarak görürdük. Bugünse bambaşka bir manzara var: Aynı biyolojik tablo, bu kez spor salonlarında, “Yenilenmiş yaşam” sloganları eşliğinde karşımıza çıkıyor.

Bu rastlantı değil; toplumsal bir dönüşümün biyokimyasal yansımasıdır. Bir dönem tamamen hareketsiz bir toplumduk. Uzun pandemi yılları, masa başı işler, ‘etüt–okul–dershane’ üçgeninde geçen çocukluklar, ekran başında donup kalan gençlik...

Sonra birden kolektif bir “uyanış” başladı: spor salonları doldu taştı, adımsayar uygulamaları sosyal medyada paylaşıldı, her köşe başında protein tozu ve enerji içecekleri satılır oldu.

Ancak bu dönüşüm, vücudun değil, zihnin hızına göre yaşandı. Kas, kalp ve kemik yavaş organlardır; uyum ister, sabır ister. Oysa biz yine her şeyi hızla tükettik; sporu da, bedeni de.

Bu yeni dönemin yakıtı yalnızca hareket değil, kimya oldu. Dünyada ve Türkiye’de spora bağlı kas yaralanmaları ve rabdomiyoliz vakaları, enerji içeceklerinin kontrolsüz........

© Evrensel