Öcalan’ın beklenen mesajı ve iktidarın tutumu
Son günlerde DEM Parti cephesinden Öcalan’ın tarihi bir çağrıya hazırlandığı ve bu çağrının Kürt sorununun çözümü bakımından büyük bir fırsat yaratacağı yönünde açıklamalar yapılıyor. Bahçeli ve Erdoğan başta iktidar blokunun temsilcileri de bu çağrının bir an önce yapılmasını istiyor. Ancak iktidarın sorunu Öcalan’ın çağrısına ve örgütün silah bırakmasına indirgeyen yaklaşım içinde olması, bir kez daha çözüm umudunun heba edileceği yönlü kaygı ve güvensizliği arttırıyor.
Beklentiler Öcalan’ın çağrısını CIA ve MOSSAD’ın başını çektiği bir uluslararası operasyonla yakalanıp Türkiye’ye teslim edildiği tarihin (1999) yıl dönümü olan 15 Şubat’ta yapması yönünde olsa da çok yönlü gelişme ve görüşmeler bu çağrının gecikebileceğini gösteriyor. Yazılı mı görüntülü mü olacağı konusundaki tartışmalar sürse de Öcalan’ın bu açıklamasında PKK’ye silah bırakma çağrısı yapmasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Ancak Öcalan’ın yapacağı çağrı da bu çağrının karşılık bulması da büyük oranda sahadaki diğer gelişmelere, özellikle Suriye ve Rojava’daki duruma bağlı bulunuyor.
Sadece Öcalan ve PKK değil, Kürtlerin ulusal-demokratik talepler etrafında birleşmiş geniş halk kesimleri de uzunca bir süredir yüzünü Rojava’ya çevirmiş durumda. Çünkü herkes Öcalan’ı önder olarak gören ve Türkiye’deki Kürtlerle yakın ilişkileri bulunan Rojava’daki Kürt ulusal hareketinin elde edeceği kazanımların (Siyasal bakımdan özerklik ve askeri olarak SDG’nin Suriye ordusu içinde varlığını sürdürmesi) Türkiye’deki Kürt sorununa dolaysız sonuçları olacağını görüyor. Bu nedenle Rojava dün nasıl ‘çözüm süreci’nin sona........
© Evrensel
