HTŞ Suriye’yi parçalanmaya sürüklüyor
Suriye’de Arap Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Lazkiye, Tartus ve Humus kentlerinde yerel milis güçler ile HTŞ yönetimi arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Bu yazı yazılırken yerel kaynaklara göre, çatışmalarda ölenlerin sayısı yüzü aşıyordu. Çatışmanın yaşandığı kentlerde sokağa çıkma yasağı ilan eden HTŞ yönetimi, bölgeye askeri sevkiyat yapıyor. Birçok medya organında “Esad yanlısı güçler” ile Suriye yönetimi arasında yaşanan çatışmalar biçiminde servis edilen olayların arka planında HTŞ’nin yönetimi ele geçirdikten sonra verdiği sözleri yerine getirmemesi ve “Esad rejiminin artıklarını temizleme” adı altında bölge halkı üzerindeki baskı ve saldırılarının artması yer alıyor. Ülkenin batısındaki kentlerde HTŞ yönetimi ile Arap Aleviler arasında yaşanan çatışmalar, güneydeki Dürziler ve kuzeydoğusundaki Kürtler ile birlikte Suriye’deki bölünme tablosunu da belirginleştiriyor. Bugüne kadar halkların demokratik talep ve beklentilerine yanıt vermek yerine sadece kendi iktidarını güçlendirmekle uğraşan HTŞ, Suriye’yi çatışmalara ve bölünmeye sürüklüyor.
Ülkede yaşayan farklı halklarla; etnik-dinsel-mezhepsel topluluklarla anlaşmazlık, gerilim ve çatışmalar sadece HTŞ’nin ülkeyi yönetme kapasitesinin sınırlarını göstermiyor, aynı zamanda HTŞ üzerinden rejim değişikliğini gerçekleştirenlerin ülkeyi nereye sürüklediklerini de gözler önüne seriyor.
Tartışmaya “Esad yanlısı güçler” tanımlamasından başlamak gerekiyor çünkü bu tanımlama cihatçı geçmişi zaten bilinen HTŞ yönetiminin buradaki Alevi halka karşı olası saldırı ve katliamlarına meşruiyet kazandırmayı amaçlıyor. Kuşkusuz Lazkiye, Tartus ve Humus’ta HTŞ yönetimi ile çatışan güçler arasında Esad-Baas rejimi döneminin askerleri ve Esad yanlıları da bulunuyor. Dahası Türkiye’deki Erdoğan iktidarı ile Körfez’deki Arap rejimlerin, HTŞ gibi cihatçı grupları destekleyerek Suriye’yi mezhepsel görünüm kazanan bir savaşa sürüklemeleri, geçmişte sadece Arap Alevilerin değil Dürzi, Süryani, Êzidî, Kürt vs. halkların-azınlıkların da din adına kendilerine saldırıp katliamlar yapan bu çetelere karşı Esad rejiminin yanında yer almasına ya da en azından karşısında yer almamasına yol açmıştı. Dolayısıyla bugün Kürtler ve Dürzilerin HTŞ yönetimi ile yaşadıkları anlaşmazlık nasıl ulusal-etnik-dinsel kimliklerinin ve........
© Evrensel
