menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Halka karşı sert, ABD’ye yumuşak!

61 40
26.03.2025

Kendi bekası ve kader birliği yaptığı tekelci burjuva gericiliğin çıkarları için ülke içinde halka karşı baskı ve şiddet politikalarını tırmandırıp sertleşen Erdoğan iktidarı, dışarıda ise ABD emperyalizmine karşı oldukça yumuşak.

Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve ardından tutuklanmasıyla gerçekleştirilen ‘sivil darbe’ üzerinden iç politikayı dizayn etmeye girişmeden üç gün önce 16 Mart’ta ABD Başkanı Trump ile bir telefon görüşmesi yapmıştı. Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff “muhteşem” ve “dönüşümsel” olarak nitelediği bu telefon görüşmesiyle ilgili olarak “Türkiye'den çok sayıda iyi ve olumlu haber geliyor” değerlendirmesinde bulunmuştu. Bırakalım “muhteşem” olarak değerlendirilmesini, Trump yönetimi için bir görüşmenin ‘iyi’ geçmesinin koşulunun ancak kendi dayattığı politikanın ya da planın muhatabı tarafından sorunsuz bir şekilde kabulünden geçtiği biliniyor. Dolayısıyla Dışişleri Bakanı Fidan’ın dün başlayan ABD ziyareti; iç politikada sıkıştıkça sertleşen Erdoğan’ın dışarıda Trump’a daha fazla sarılacağı, Trump’ın da bu durumu ABD emperyalizminin çıkarları için daha fazla kullanacağı dönemin başladığını haber veriyor.

19 Mart’taki ‘sivil darbe’, sadece hemen öncesinde Erdoğan ile Trump arasında bir telefon görüşmesi yapılmış olmasıyla değil, iç politikadaki zamanlamasıyla da dikkat çekiyordu. İmamoğlu uzun zamandır iktidarın hedefinde olduğu halde operasyonun, Öcalan’ın PKK ve Kürt siyasi hareketine yaptığı çağrının ardından ve Newroz kutlamalarıyla eş zamanlı yapılması hesapsız değildi. Çünkü iktidar yaptığı müdahalenin başarılı olabilmesi ve iç siyaseti kendini güçlendirecek biçimde yeniden dizayn edebilmesi için Kürt hareketi ile CHP ve demokrasi güçleri arasındaki iş birliğinin dağıtılması, bu güçlerin karşı karşıya getirilmesi gerektiğini görüyordu. Bu temelde iktidarın beklentisi Öcalan’ın çağrısı sonrasında Kürt hareketinin (DEM Parti) süreci bozmamak kaygısıyla hareket etmesi ve kendisine karşı bir tutum almamasıydı.

Aynı şekilde seçme ve seçilme hakkına yönelik müdahaleye karşı eylemleri yasaklamaya çalışan ve sokağa çıkan milyonlara çok sert müdahale eden iktidar aynı günlerde Newroz kutlamalarına karşı “hoşgörülü” bir tutum takındı. Gösterilere Kürt halkının hiç de yabancısı olmadığı cop, biber gazı, plastik mermi ve tazyikli su ile müdahale eden ve her gün birçok kentte yapılan operasyonlarda yüzlerce kişiyi gözaltına alan iktidarın geçmişte yüzlerce kez yasaklanan Newroz kutlamalarına izin vermesi de mücadele alanlarını ayrıştırma amacını taşıyordu.

Siyasal ufku şovenizmden ötesine gitmeyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş,........

© Evrensel