Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor
Almanya’nın şu günlerde yaşadığı tarihi ironiye bakar mısınız?
80 yıl önce Hitler faşizminin yıkıldığını sembolize eden kızıl bayrağın çekildiği Reichtag binası, çarşamba tarihi bir güne daha tanıklık etti. Saatler tam 12.00’yi gösterdiğinde, Hitler faşizminin kurduğu en büyük toplama kampı olan Auschwitz’in Kızıl Ordu tarafından 27 Ocak 1945’te kurtarılmasının yıl dönümü vesilesiyle, katledilen 1.1 milyon insan ve Holokost kurbanları saygı duruşuyla anıldı. Anmada hiç kimsenin bir kez daha siyasi görüşünden, inancından, ten renginden, kökeninden dolayı öldürülmediği bir Almanya ve dünyaya dair temennilerde bulunuldu. Faşist barbarlık lanetlendi.
Bu törenden iki saat sonra başlayan meclis oturumunda ise, sanki iki saat önce hiçbir şey söylenmemiş gibi, göçmenler ve mültecilere karşı nefret körüklenerek, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana izlenen “Irkçılarla birlikte hareket etmeme” politikasında bir tabu yıkıldı. Aşırı sağcı, ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yöneticilerinin söylem ve eylemlerinde göçmenler, mülteciler ve Müslümanlar uzun bir süredir “yeni Yahudiler” haline gelmiş durumda.
Ancak aynı söylem ve eylem bir süredir Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) partileri ve onların Başbakan Adayı Friedrich Merz’in de temel politikası. Bütün sorunların kaynağı ilan edilen toplumun en zayıf halkasındaki mülteciler, şimdi Merz tarafından muhafazakarlarla ırkçıların siyasi evliliği için kullanılıyor.
Merz tarafından hazırlanan ve mecliste oylamaya sunulan beş maddelik planda, AB yasalarına aykırı olduğu halde Almanya sınırlarında sürekli kontrollerin başlatılması, geçerli bir kimlik belgesi olmadan........
© Evrensel
