Birinci yılında: Radikal kent hakkı
Bugün, Evrensel’de Cumartesi günleri kent hakkı bağlamında yazmaya başlayalı bir yıl doldu. İlk yazıyı, 2 Mart 2024’te, “Başlangıç: Radikal kent hakkına doğru” başlığı ile kaleme almıştım. Geçen bir yıl üzerinden, bugünkü 53. yazıyı da “Birinci yılında: Radikal kent hakkı” adı altında değerlendirmek istedim.
Yazıyı Diyarbakır Suriçi’nden kaleme alıyorum. Bağlar Belediyesi’nin “Bağlar’ı yeniden düşünmek: Afet, kentsel dönüşüm ve göç perspektifinden eski Bağlar’ın geleceği çalıştayı”na katılmak üzere buraya geldim. Bağlar Belediyesi, çalıştay başlığında geçtiği üzere, Bağlar yerleşiminde çok boyutlu sorunlarla uğraşıyor. Bu koşullar altında ivedilikle yaşam kalitesini iyileştirecek yollara ihtiyaç duyuyor.
Çalıştay vesilesiyle kente erkenden gelip Suriçi’nin yıkım sonrası yeniden inşa ve onarım sürecini inceleme, yerelden meslektaşlarla sohbet etme imkânı buldum. “Toledo” olarak isimlendirilen yeniden inşa edilen alanı gezerken, deprem illerini düşünüyorum. Geçen yıl, 20 Ekim 2023’te, Antakya’da denk düştüğüm bir halk katılım toplantısında “Sur’u çok güzel yaptık, Antakya’yı da öyle yapacağız ve artık Toledo bizden öğrenecek” diyen yetkililerin sözleri aklıma düşüyor. Bu ifadeleri iki hafta önce, 14 Şubat 2025’te, Samandağ Belediyesi’nde yaptığımız atölyeye aktarırken, sistemin bilgi sürekliliğine de işaret etmeye gayret ediyordum.
Suriçi’nde, Dağkapı Meydanı’nda, barış ve demokratik topluma davet yapılan açıklamayı dinlerken de kentlerin savaş, deprem gibi nedenlerle yıkıldıktan sonraki inşa süreçlerindeki benzerlikleri, bunlardan sorumlu aktörleri, yerlerinden olanları, yaşam alanlarına geri dönmek isteyenleri, adalet ve onarıcı süreçlere katkı vermek isteyen teknokratlar, bürokratlar ve nihayetinde güçlerin karşı karşıya gelme hallerini düşünüyorum.
Geçen bir yıl içerisinde kent hakkı bağlamında doğup........
© Evrensel
