Karanlıktan çıkışın ışığı nerede?
12 Eylül döneminden söz edilirken hep “Toplumun üzerinden silindir gibi geçti” denir, ardından ihlallere ilişkin rakamlar sıralanır: İdamlar, gözaltılar, işkenceler, kayıplar, kapatılan partiler, sendikalar… Sokaklarda tanklar, asker görüntüleri, o görüntüler arasında kürsüye çıkan ve her çıkışında elinde Kur’an olan Kenan Evren… Her konuşmasına ayetlerle başlayan, toplumu din ile yönlendirmeye çalışan ama yönünü emperyalizme çevirmiş bir darbeci… Bugünün köşe taşlarını döşeyen faşist darbeci Kenan Evren… Bugüne gelinen yolları temizledi, “Bugüne kadar hep işçiler güldü, biraz da biz gülelim” diyen sermayeye ve onun yolunu izleyen siyasetçilere dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalıştı ama Bahar Eylemlerini, işçi direnişlerini, Büyük Zonguldak Madenci Yürüyüşü’nü hesap edemedi Evren ve onun yolundan yürüyenler…
***
Bugünlerde yaşananlar da hep 12 Eylül ile kıyaslanıp daha beter olduğu, o günleri bile arattığı söyleniyor. Doğru da. Tek farkı idamların olmayışı, yoksa gözaltılar, tutuklamalar, kayyımlar, toplumun zapturapt altına alınmasına yönelik yaratılan korku iklimi ve bütün yetkileri elinde tutan tek adam…
Neredeyse gelenekselleştirildi, her hafta başı evlerin basılıp tanınmış, toplumun bildiği, saygı duyduğu isimlerin gözaltına alınması ya kollarında polislerle ya da elleri arkadan kelepçeli götürülmeleri… Bir iktidar düşünün, “saray” adını verdiği mahkeme salonları ile “Şu kadar sayıda yaptık, bu kadar daha yapılacak” diye cezaevi sayıları ile övünsün…
Yine bir haftayı bu şekilde, toplu gözaltılarla, sorgulamalar ve tehditlerle geçirdik. Bu gözaltı ve tutuklamalarda öylesine........
© Evrensel
