menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hibrit tehditler, tekno-İslam ütopyaları, muhallebiden duvarlar

32 1
18.10.2025

Milli İstihbarat Teşkilatının geçen yılki kuruluş yıldönümünde kurumun başkanı İbrahim Kalın'ın uluslararası siyasetin kırılganlıklarına, “hibrit” tehditlere, yeni risk alanlarına değindiği konuşmasında yapay zekâ da önemli yer tutuyordu. Sunduğu olanaklara rağmen yapay zekanın tehlike potansiyeli için “çağımızın dijital atom bombası” tamlamasını kullanmıştı Kalın. Hakikaten yüksek perdeden bir alarm.

Dijital tarihin erken çağlarını anıştıran tasarımıyla Kumru, Türk Yapay Zekası olarak sosyal medya meydanında imtihandan geçiyor. 7.4 milyar parametreye sahip olmasıyla, tamamen Türkçe için eğitilmesiyle övünülen Kumru, Kalın'ın bahsettiği dijital-nükleer silahlanma yarışında bilhassa yüreklendirilmiş bir özel teşebbüs olmalı. “Türkler yapmış”ın iki ucunda (“ne olsa şahanedir” ile “ne olsa uyduruktur”) tezahürat yükselirken Kumru tek basamaklı dört işlemde dahi ter döküyor. Üreticileri anons geçiyor: “Kumru bir ChatGPT alternatifi değildir. Son kullanıcıya yönelik değil kurum içi senaryolar için aktif olarak geliştirilmektedir.”

Deneme aşamasında tüyü bitmemiş bir arayüz Kumru; daha fazla Türkçe okuyacak, öğrenecek. Güvenlik endişesiyle Türk olmayan yapay zeka uygulamalarına şirket verilerini girmekten imtina eden yerli ve milli sermayenin gözüne girmeye çalışacak.

Bir nevi kurum içi senaryo diyebilir miyiz? Osmanlı'nın 19. yüzyıl sorunsallarından biri Batı'nın bilim ve teknolojisinin ne yapılacağıydı. İlerlemenin kaynağı olarak “fen” bir yandan getirisi olan siyasi ve iktisadi güçle ele alınıyor, diğer yandan gelenekle, kültürle ve dinle temas ettiğinde neleri götüreceğinin muhasebesi yapılıyordu. Bunun edebiyata yansımasında alafrangalaşma karikatürlerine sığmayan, klişe Doğu-Batı çelişkileriyle çöküş anlatıları arasında kaybolmuş bir tür de Osmanlı........

© Evrensel