menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hayatın politikleşmesi, taşlar ve baltalar

21 1
saturday

Dünya bir kez göze değiştirilebilir göründüğünde, yekpare sayılan katı kütle bir kez çatladığında, o an geniş bir zamana, aslında nasıl bir hayat istediğimize kadar uzanıyor. Ben nasıl bir hayat yaşamak istiyorum... Bunun sorulabileceği unutturulmuştur. Belki anlık, düzenin örgütlülüğü ve çete kuralsızlığı karşısında gücü eksik bir parlama bu. Ama o andan sonra, öncesiyle aynı kişi kalınmıyor. 19 Mart sonrası yaşanan bu toplumsal silkinişi tek tek isimlerden ve hatta partilerden bağımsızlaştıran bu. Bir yıl sonra nasıl bir Türkiye'de olursak olalım, CHP'nin şu an bulmaktan mutlu olduğu kalabalık meydanlar bir toplumsal akti de içeriyor. Biz nasıl bir hayat yaşamak istiyoruz...

Her şey politik değil ama evet, çok fazla şey öyle. Hayat bir kez göze değiştirilebilir göründüğünde, o hayatı hazırlayan ve dayatan düzen de billurlaşıyor. Hayat politikleşiyor. Sürüklenişine el koymak isteyen liselilerin özgüveni karşısında, düzenin jandarmalığı dışında kendi hayatında da bildiği başka bir rol olmayanlar, onları tekrar sınıflara dönmeye ikna edebilmek için kelime haznelerinden “Tamam, bir durum varsa gereği yapılacaktır” dışında cümle çıkaramıyor. Bu efsunlu teminatın işlememesine şaşakalıyorlar; onlar hep öyle yapmış. “Bu eylemler politik” diye yaftalayınca, hemen ayrı bir kefeye konacak ve cayılacak diye umuyorlar. Evet, bu eylemler ona yol açan nedenler kadar politik. Hayatı biatla tanımış ve ezberletildiği kadarıyla hatırlayanlar, “Bize diyorlar ki siyasete karışmayın. Sizin siyasetiniz öğretmenlerimizi görevden aldı. Sizin siyasetiniz ders kitaplarını gericilikle doldurdu. Sizin siyasetiniz........

© Evrensel