Neden kamuculuk? -2
Geçtiğimiz hafta, kamusal mal ve hizmetlerin üretimi ile doğal tekellerin neden toplumsal mülkiyet ve planlama temelinde kamunun kontrolüne alınması gerektiğini tartışmış ve temel ihtiyaçlara erişimin bir hak olarak görülüp piyasaların insafına bırakılmaması gerektiğini vurgulamıştım. Bu alanlar piyasalara bırakıldığı zaman üretim yetersiz kalır; fiyatlar ise göreli olarak yüksek seyreder. Yeterli, kaliteli ve düşük fiyatlı üretim ancak kamunun kontrolünde sağlanabilir. Dolayısıyla enflasyonla mücadele açısından da bu alanlarda kamu kontrolü oldukça önemlidir. Öte yandan, üretimin kâr amaçlı özel şirketlere bırakılması, yatırımların da yetersiz kalmasına yol açacaktır. Bir süredir yaşanan yangınlar bunu açık bir biçimde gösteriyor. Bir yandan özel elektrik dağıtım şirketlerinin gerekli bakım ve onarım yatırımlarını yapmamasının, bir yandan da yangınlara müdahale için gerekli kamusal yatırımların yapılmamasının ağır sonuçlarını görüyoruz.
Orta vadede atılması gereken bir diğer adım ise ölçek ekonomilerinden ötürü sadece az sayıda firmanın kârlı bir biçimde var olabildiği oligopol yapılı sektörlerin tespit edilmesi ve bu sektörlerde de yatırımların kamu kontrolüne alınması olacaktır. Oligopol yapılı sektörler, yüksek giriş maliyetleri ve büyük ölçekleri nedeniyle yalnızca birkaç büyük firmanın faaliyet gösterebildiği piyasalardır. Bu piyasalarda rekabet oldukça sınırlı, kâr marjlarıysa yüksektir. Akla gelen ilk örnekler arasında üç büyük şirket arasında paylaşılmış olan ve yeni bir şirketin girişine neredeyse kapalı mobil iletişim sektörü, yüksek sabit yatırım maliyetleri ve bölgesel yoğunlaşma nedeniyle az sayıda büyük şirketin piyasaya hâkim olduğu çimento sektörü, petrol dağıtım sektörü, hava taşımacılığı, perakende zincirleri, bankacılık sektörü ve bankacılık altyapı hizmetleri........
© Evrensel
