Gazetemizde dün çıkan bir haberin başlığı şöyle: “Doğu Karadeniz’de sağanak, güneyde kavurucu sıcaklık bekleniyor.” Ülkenin iki farklı yerinde, aynı gün iki birbirinden tamamen farklı meteorolojik olayın olması aslında çok da şaşırılacak bir durum değil. Geniş bir coğrafyada, farklı iklim özelliklerinin görülmesi normal. Normal olmayan ise bu durumun ilerleyen yıllar boyunca sürekli hale gelmesi ve etkilerinin her geçen gün artması...

Geçtiğimiz günlerde buna dair bir araştırma yayımlandı. Daha önce kuraklık ve karasallaşma ile ilgili çalışmalarını haberleştirdiğimiz Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Doğukan Doğu Yavaşlı’nın yeni çalışmasına göre Türkiye’nin de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz’de şiddetli yağışların sıklığı ve yoğunluğu artarken, ani sel ve su baskını riski büyüyor. Batı Akdeniz ise giderek kuraklaşıyor.

Yavaşlı, araştırmasında kuraklaşma ile sel riskini madalyonun iki ayrı yüzü olarak tanımlıyor. Türkiye’nin batı ve güneydoğu kıyılarındaki yıllık yağış miktarının azaldığını ortaya koyan araştırma, bu yağış azlığının Batı ve Güneybatı Anadolu’da tarımsal kuraklık riskini büyüttüğünü ortaya koyuyor.

Doğu Karadeniz’de ve Doğu Akdeniz’de ise durum biraz farklı. Bu bölgelerimizde yıllık yağışta çok fazla bir artış olmasa da yağışlar daha kısa sürede ve çok daha şiddetli sağanaklar halinde düşüyor. Bu durum yıllık ortalama yağış miktarının azalması ama tek seferde yağan yağmurun artması anlamına geliyor. Bu ise hem barajların dolmasına engel oluyor hem de toprağın suyu emmesine fırsat vermeden akışa geçerek ani sel ve taşkınlara yol açıyor. Yani Türkiye’nin bazı bölgeleri kuraklıkla, bazı bölgeleri ise sel riskiyle karşı karşıya. Üstelik çoğu bölgede bu iki risk birlikte yaşanıyor.

Fotoğraf. Özer Akdemir/ Evrensel

Yavaşlı, bu sonuçlara ulaşmak için 1950-2024 verilerini analiz etmiş. Analiz sonuçları Akdeniz Havzası’nın doğu ve batı olmak üzere ikiye bölündüğünü ve farklı sorunlarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Yağışların sıklığı,........

© Evrensel