menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İklim Kanunu mu, yıkım kanunu mu?

12 17
10.04.2025

Bu yazıyı yazdığım saatlerde ‘’İklim Kanunu Teklifi’’ maddeleri üzerinde görüşmeler Mecliste sürüyor. Gündemin olağanüstü değiştiği bir ortamda Türkiye için çok önemli olan bu kanunun toplumdaki karşılığı tam tartışılmadan yasalaşacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un kanun teklifi ile ilgili iklim krizi ile mücadelede temel ilkeleri belirleyecek, kamu ve özel sektöre çeşitli yükümlülükler getirecek, eşitlikçi, şeffaf, temiz üretim, ekonominin krize karşı dirençli hale getirilmesine yönelik açıklaması ne kadar doğrudur?

Dünya iklim krizinin eşiğinde her geçen gün kötüye giderken, bu manada ülkelerin attığı her yasal adım çok kritik önem taşıyor. Türkiye’de yasalaşacak olan iklim kanunu bu krize çözüm yaratmaktan çok mevcut sorunları daha da derinleştirecek bir geri adım niteliği taşıyor. Bu yasa teklifinde hukuki boşluklar, bilimsel tutarsızlıklar ve iklim adaleti çıkmazı yer almaktadır. Taslağın 4. Maddesinde ’iklim dostu kalkınma’’ hedeflenmekte, ancak bu hedef için izlenecek yol belirtilmemektedir. ‘’İklim dostu’’ gibi kavramlarla uygulamada keyfi yorumlara açık bir alan yaratılmakta ve çevresel etkilerin göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Anayasanın 56. Maddesindeki sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı ile de çelişmektedir. 6. Maddede ‘’karbon nötr ekonomi’’ hedefi dile getirilmesine rağmen bu hedefe ilişkin bir tarih aralığı belirtilmemiş ve sektörel karbon azaltım........

© Evrensel