menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suriye’de Alevi katliamı ne anlatıyor?

44 22
14.03.2025

Uzak Asya’dan batıya kervanlarla taşınan kıymetli metaların egzotik baharatların ve meraklı seyyahlarla, ilim irfan öğrenmek için gelenlerin uğrak yeri Şam ve Bağdat, Avrupalı tüccarlar deniz taşımacılığını keşfedinceye kadar Arap aydınlanmasının ve zenginliğinin merkeziydi. Sonra bu merkezler sönmüş yıldızlara benzediler.

Suriye’de verimli toprakları ve taşıma kolaylığı sağlayan limanıyla Lazkiye ve çevresi, Avrupa’da gelişmeye başlayan tekstil sanayisinin ham madde kaynağı pamuk tarımı için önem kazandıkça bölge sömürgeciliğin rekabet alanı haline geldi. Yirminci yüzyılın ortalarına kadar Fransa’nın sömürgesi olan Suriye’de bu ham madde kaynaklarını üreten zengin çiftçileri destekleyen, Doğu Akdeniz’e yakın kara parçalarını bu iş birlikçi toprak ağalarıyla birlikte sömüren Fransa, ülkenin demografik yapısını, coğrafi sınırlarını bozarak sömürgecilere yönelik tepkiyi mezheplerin birbirine karşı yönlendirdi. Toprak zenginlerinin yerleşim bölgelerinde yoksul Alevilerle aynı mezhepten ağaların birliğini güvenceye almak, diğer bölgelerdeki Sünniler, Dürziler; Hristiyanlar arasındaki gerilim ögelerini güçlendirmek için elinden geleni yaptı. Mezhepler arasındaki işlenmiş nifak, sınıf mücadelelerini ve sömürgeciliğe yönelik tepkileri soğurmaya yarayacaktı.

Sömürgeciliğin karakteri değişmiyor. Hudut pazarlığı yapanlarla kimlikleri belirleyen, savaş yürüten kurumlar aynı kurumlardır diyor Achille Mmembe, ‘Durmaksızın hareket halinde olan bir mekanda düğüm noktaları oluşturmak ve yaygınlaştırmak kapasitesi yoksa zaten orada ticaret........

© Evrensel