Suç ve suçlu üretme mekanizmasında bugün: ‘HDK operasyonu’
22 Nisan’da sabaha karşı yapılan operasyonlarla 51 kişi gözaltına alındı. Gözaltındakilerin 30’u tutuklandı, bir kısmı ev hapsine, bir kısmı adli kontrol cezasına çarptırıldı. Gözaltına alınanların bir kısmı diğer apartman sakinlerini uyandıracak kadar gürültüyle yapılmış; mağdurlar, terör örgütü mensubu oldukları ajitasyonuyla en başta konu komşunun gözünde ‘tehlikeli’ ilan edilivermişti. Bu gözaltılar ‘Terör örgütünün taban yapılanması HDK operasyonu’ olarak tanıtıldı. İçlerinde siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler ve değişik meslek gruplarından kişilerin bulunduğu operasyonun kapsamının genişletileceği, 1640 kişilik bir listenin dolaşımda olduğu alttan alta yayıldı.
Yasal olarak kurulmuş, yıllardır faaliyette olan HDK’den bir katalog suç icat edilmesi, listede adını geçirmek suretiyle bir dizi insanın ve ailelerinin peşinen huzursuz edilmesi mevcut siyasal koşullarda olağanüstü gelmiyor. Çünkü 28 Şubat’ın rövanşının alınmaya çalışıldığı Ergenekon tutuklamaları, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan FETÖ operasyonları dalga dalga seyretmiş; Demokles’in Kılıcı ‘Şüyuu hakikatten beter’ etkisi yaratarak bir sürü başın üzerinde sallandırılmış ve bu toplumsal hizalamanın şartı olarak görülmüştü.
Şimdi gözaltına alınanlar da yıllar önce bir toplantıya katılmış olmaktan, çok eski telefon görüşmelerinden vb. suçlanıyor. Tutuklananların bir kısmından, polis ifadesi yeterli görüldüğü için savcılık ifade almaya gerek bile duymamış. En önemlisi tutuklananlar arasında HDK’li olmayanlar çok. Ama yolu bir şekilde HDK ile kesişenlerin olağan suçlu kategorisine dahil edileceğinin ilanı bu operasyon.
O halde devletin ve kimi basının, adını ‘HDK operasyonu’ koyduğu gözaltı silsilesi HDK’nin de dahil olduğu emek ve demokrasi güçlerini yıldırmaktan başka bir niyet taşımıyor. Böyle bir şemsiye altına, hak direnişlerinde, protesto gösterilerinde, eylemlerde göze batan, öne çıkan herkes toplanabilir. Çünkü........
© Evrensel
