Rojava’da ne olacak?
Bahçeli’nin, tabii ki Erdoğan’ı da kapsayarak devlet adına Öcalan açılımını ortaya attığında iki önemli gerekçesi vardı.
Cumhurcular ülke içinde dört bir yandan fazlasıyla sıkışmışlardı. Ekonomi dikiş tutmadığı gibi siyasete yansımaları da Saray iktidarının aleyhine gelişmeleri işaret ediyor, güç kaybı yaşanıyordu. Muhalefeti bölme zaruri ihtiyaç durumuna gelmişti.
Bölgede de yeniden dizayn sürecinde çırak çıkmak vardı. IŞİD artığı Colani’nin arkasındaki güç olmakla övünülüyordu, ama İsrail’le Suudiler BAE ile birlikte güç toplamaktaydı. Bir başka etkisi artan da Fransa’ydı ki, tümü bölgede yayılmayı amaçlayan Saray Türkiye’sinin rakipleriydi. “Yumuşak karnı” Kürt sorununu kaşıyıp Türkiye’yi zayıflatarak güç toplama çabasındaydılar. Ve “yumuşak karın” sertleştirilmeli, Kürt sorununda şöyle ya da böyle bir “çözüm”e ulaşılmalıydı.
Öcalan’a çağrı çıkarıldı ve adından anlaşılamasa bile “süreç” yürümeye başladı. İmralı’da görüşmeler yapıldı. Partilerle görüşüldü. Öcalan’ın çağrısı üzerine PKK kongresini toplayarak silah bırakma kararı aldı ve otuz kişilik bir grubun davetliler önünde silahları yakmasıyla bu karar doğrultusunda ilk adım atıldı.
Adım atıldı, ama başından beri bir tartışma sürmekteydi ve belki oldukça dar bir görüşmede bir uzlaşma sağlanmış olsa bile netleşme yoktu. Rojava ve YPG ile SDG ne olacaktı? Bu konuda rivayet muhtelif olmayı........
© Evrensel
