menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Edip Akbayram: Gittikçe artıyor yalnızlığımız

10 5
11.03.2025

Edip Akbayram da “taht misali o musalla taşı”ndan sonsuzluğa uğurlandı, yalnızlığımız arttı; biz de bir gün dostlarımızı yalnız bırakıp gideceğiz elbet.

İlk önce, sözlerinin yıllar sonra Mahsuni Şerif babanın olduğunu öğrendiğim “Garip” şarkısıyla yüreğimde yer etmişti. Bir siyah plaktı. Uzayın derinliklerini, ölüm ötesini, bilinmezlikleri çağrıştıran, yüreği dağlayan bir müzik, ola ki elektronik gitar ve sonrasında titrek bir nefesli çalgı eşliğinde, bir ses: “Kurumuş yeşil otları / Toprak olmuş umutları /Gökte mazi bulutları / Bu mezarda bir garip var” diyordu. Hüzün toplumuyuz, sağlıklar içinde yaşayası büyük şair özetlemiş: Hüzün ki en çok yakışandır bize.

Zaten o da umudun, hüzünlü sevinçlerin, buruk mutlulukların türkülerini söyledi hep.

Pencerenin önü... Camlarının arkasında gece ve kar vardır. Dışarıdaki beyaz karanlıkta raylar parlamaktadır. Saatlerce, günlerce beklenir oralarda, sıcak soğuk, yağmur ayaz denmeden; gitmek zamanıdır, başka çare yoktur. Yalnız kendisi değildir gidecek. İstasyonun üçüncü mevki bekleme salonunda siyah başörtülü, çıplak ayaklı bir çocuk yatmaktadır. Gece ve kar yine pencerededir. Bir şarkı söylüyorlar içerde. Bu, giden kardeşimin en sevdiği şarkıydı. En sevdiği şarkı... en sevdiği... en... Bu hüzün: Bir türkü söylüyorlardı içerde / Bu giden kardeşimin türküsüydü /Arkadaşlar bakmayın gözlerime / Bu milyonların gerçek öyküsüydü biçiminde de yüreklere nakış gibi işlenmişti Nâzım Hikmet ekseninde Cem Karaca ve Edip........

© Evrensel