menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ücretini ne belirler?

13 19
01.02.2025

Koray R. Yılmaz

Anayasanın 55. maddesi “Ücret emeğin karşılığıdır” diye yazar. Bu büyük bir yanılgıdır. Bu ifade bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde emeğin bir değeri olduğu varsayımına dayanır. Değerler dünyası açısından emek şüphesiz hepimiz için değerlidir. Ama burada bahse konu olan değer o değer değildir. Açmaya çalışalım.

Emeğin değeri ifadesi, klasik politik ekonominin yanı sıra günümüz ana akım iktisadının üstelik gündelik bilinçle de uyumlu bir kullanımıdır. Aslına bakarsak ilk dönemlerinde Karl Marx’ta bile bu ifadenin kullanımına rastlanır. Ancak Marx zaman içinde emeğin değeri ifadesinin yerine emek gücünün değeri ifadesini kullanmaya başlar. Ve artık bu onun yaklaşımı için can alıcı önemdedir. Marx için değerin canlı kaynağı olan emeğin kendisi bir değere sahip değildir. Diğer bir deyişle, emek değeri yaratır, ancak kendisi bir değere sahip değildir. Dahası Marx emeğin değeri kavramını “hayali” ve “akla aykırı” bir ifade olarak kabul eder.

Marx emeğin değerinden değil, emek gücünün değerinden bahseder. Bu ayrım can alıcı bir önemdedir. Çünkü emek sömürüsünün maddi temeline işaret eder. Eğer işçinin ücreti harcadığı emeğin karşılığı olsaydı, o halde aldığı ücret örneğin sekiz saatlik bir emek zamanının karşılığı olacaktır. Zaten ana akım iktisat da duruma böyle bakar. Oysa işçinin karşılığında ücret aldığı şey onun emek gücüdür. Kapitalist üretim altında genel eğilim emek gücünün metalaşması, ücret karşılığında alınıp satılmasıdır. Diğer bir deyişle sermayedar emekçinin bir köle gibi kendisini değil, onun sadece iş yapma kapasitesini satın alır. Bu noktada emek gücü piyasadan alınan herhangi bir meta gibi görünür. Karşılığında ödenen ise emek gücünün fiyatı yani ücrettir. Dolayısıyla ücret emek gücünün karşılığıdır. Bu karşılığın sekiz saatlik işgünü içerisinde üretilen değerin tamamına eşit olması genel........

© Evrensel