Küresel hegemonya mücadelesinde ticaretin silahları
Tarih boyunca ticaret ve özellikle de deniz yolları üzerindeki hâkimiyet, büyük güçlerin küresel düzen içindeki yerini belirleyen ana unsurlardan olmuştur. On yedinci yüzyılda İngiltere ile Hollanda arasında yaşanan deniz savaşları mesela. Bu savaşlar nasıl dönemin ticaret yolları üzerindeki hegemonya mücadelesine işaret ediyorsa, günümüzde Amerika ile Çin arasında Güney Çin Denizi, Panama Kanalı ve stratejik ticaret bölgeleri etrafında yaşanan gerilim de benzer bir hegemonik rekabetin ifadesidir. Bu iki tarihi moment aslında bize küresel kapitalist sistemin farklı aşamalarında, hegemonya kurma ve koruma çabalarının benzer yapılar sergilediğini gösteriyor.
On yedinci yüzyılda Hollanda, Avrupa ve sömürgeler arasındaki deniz taşımacılığını büyük oranda kontrol ediyordu. İngiltere, 1651’deki “Navigation Acts” ile bu tekeli kırmak için sert bir adım attı. İngiltere, Hollanda'nın Avrupa-Asya-Amerika üçgenindeki ticari hâkimiyetini kırmak için, kendi limanlarına ve kolonilerine giden Hollanda gemilerini yasaklamış, İngiliz sömürgeleriyle yapılan ticaretin yalnızca İngiliz gemileriyle yapılmasını zorunlu hale getirmiş ve deniz yolları ve liman kontrolünü artırarak Hollandalı tüccarları saf dışı bırakmak için önlemler almış oldu.
Bu düzenlemeler neredeyse kaçınılmaz bir şekilde savaşı beraberinde getirdi. Yaşanan bir dizi deniz savaşında Hollanda, zaman zaman askeri üstünlük sağlasa da özellikle İngiltere'nin korumacı ticaret politikaları ve yükselen deniz gücü karşısında ticaret yolları üzerindeki mutlak hâkimiyetini kaybedecekti. Hollanda’nın ekonomik gücü azalmaya başlarken, İngiltere sömürgecilik anlamında daha agresif politikalara yönelecek, küresel ticarette de egemen hale gelecekti.
Bu süreç kapitalizmin şafağında devletler arası hegemonya mücadelesinin nasıl askeri çatışmaya dönüştüğünün bir örneğini bize sunmaktadır. Süreç günümüzle benzer unsurlar taşımaktadır. Birkaç noktaya değinelim.
Deniz yolları........
© Evrensel
