menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eeyyy vaahhh TÜSİAD

25 28
19.02.2025

Literatürde az sayıda ampirik çalışma olsa da 1950’li yılların Türkiye’de büyük sermayenin oluşum yılları olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Bu süreçte önceleri özellikle ithalat ile uğraşan tüccar sermayesi, iç pazarın belirli bir büyüklüğe ulaşmasıyla ticaretini yaptığı ürünün üretimine yönelmiştir. Üretim ve dağıtım süreçlerini bütünleştiren yeni sanayi sermayesi tekelci bir avantaja sahip olarak dünyaya gelmiştir. Örneklersek süreç tüccar Vehbi Koç’un, sanayici Vehbi Koç’a dönüşme sürecidir.

Diğer yandan belirli bir birikim düzeyine ulaşmış olan ticari sermayenin sanayi sermayesine dönüşmesi, yeni oluşmakta olan sanayi sermayesinin birikim koşullarının mümkün kılınması ile birlikte yürüyecektir. Henüz dış pazarlarda rekabet edebilmekten uzak olan sanayi sermayesi için bu dönemin elverişli koşulları 1960 kırılması ile birlikte düzenli hale gelen ithal ikameci iktisat politikaları ile sağlanacaktır.

Bu politikalar Türkiye’de 1960’lı yıllarda özel sektöre dayalı endüstriyel gelişmeyi hızlandırmış, hatta bu on yılda başlayan hızlı bir holdingleşme süreci gözlenmiştir. Bu süreç etkisini siyaset alanında da göstermeye başlamıştır. İlk holdinglerden biri olan Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç, Hayat Hikayem isimli kitabında, holdingleşmenin önünü tıkayan kanunlarda değişiklik yapılmasındaki rolünü anlatmaktadır. Böylelikle, öne çıkan sanayi işletmelerinin birçok yeni fabrika ve şirket kurarak, ürün çeşitlendirmesine giderek ve bankaları bünyesine katarak, holding ya da sermaye grubu olarak geliştiği bir süreç izlenmiştir.

Vehbi Koç ve Adnan Menderes | Fotoğraf: VEKAM arşivi

Vehbi Koç ve Adnan Menderes | Fotoğraf: VEKAM arşivi

Türkiye’de holdingleşme 1960’lı yıllarda başlamış ancak 1970’li yıllarda hızlanmıştır. 1979 sonu itibariyle Türkiye’de 210 holdingin vardır. Bunların kuruluş tarihleri........

© Evrensel