menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çocukların geleceği bir sınıf stratejisi sorunudur

25 0
27.08.2025

Karl Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirinin Eleştirisine Katkı’nın önsözünde hukuk sisteminin mevcut üretim ilişkileri tarafından belirlendiğini, “her üretim biçiminin kendine özgü hukuksal kurumlarını ve yönetim biçimini yarattığını” yazmıştı. Türkiye’de de çocukların ve gençlerin büyük bölümünün içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar ile onların eğitim, iş, sosyal yaşamlarını düzenleyen yasaların tümü hâkim sermaye birikim modelince belirlenir.

Türkiye kapitalizminin agresif büyüme stratejisi, emekçi hanelerdeki çocukları ve gençleri daha hızlı şekilde yoksulluk zincirindeki bir halkaya dönüştürürken, işgücü piyasasındaki esnek ve güvencesiz istihdam edilen 15-25 yaş nüfus kitlesini de büyütüyor. Bu durum “kötü ekonomi yönetimi” ya da “rasyonel olmayan politikalar” gibi söylemlerle açıklanmaz boyuta ulaştı. Türkiye’de yoksulluğu yönetilebilir ve sürdürülebilir kılmayı amaçlayan, çocuk ve gençleri ucuz emek rezervleri içerisinde tutsak eden bir sınıf stratejisi uygulanıyor.

Walter Benjamin, söz konusu sınıf stratejisinin “ana rahminden” itibaren başladığını, işçi çocuğunun bir aileye değil, sınıfına doğduğunu, sınıfının da bir sonraki nesline doğduğunu yazmıştı: “Çocuğun geleceğini belirleyen, şu veya bu eğitim hedefi değil, sınıfının koşullarıdır.”

Güncel ve resmi verilerle ailesinin yanında temel ihtiyaçları karşılanamayan ve ailesinden alınma riski bulunan çocuk sayısı 2018 yılında 122 bin 489 iken, son 7 yılda yüzde 40,33'lük artışla, 2025'in ilk 6 ayında 171 bin 895’e yükseldi. TEPAV’ın çocuk yoksulluğuna dair geçtiğimiz yıl yaptığı araştırmaya göre 2017’de yoksul bebek oranı yüzde 36,8 iken 2022’de bu oran yüzde 41,4’e yükseldi; yoksul çocuk oranı yüzde 40,8’den yüzde 43,8’e çıktı. Kişi başına gelir hesabına göre yaş kırılımına bakıldığında yoksulluk oranı çocuklarda (3-14 yaş) yüzde 43,8, gençlerde (15-24 yaş) yüzde 29,9, 25 ve üzeri yaş nüfusta ise yüzde 18,2 oldu.

OECD’ye göre ise ülkemizde ‘şiddetli yoksulluk’ içinde yaşayan en az 6 buçuk milyon çocuk bulunuyor. Her beş çocuktan biri yeterli beslenemezken, her dört çocuktan biri okula aç gidiyor. Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) 2024 yılına ilişkin AB gelir ve yaşam koşulları istatistiklerine göre Türkiye’de yoksulluk riski bulunan toplam genç nüfus 2 milyon 870 bin.

Genel olarak yoksulluğun, özel olarak çocuk ve genç yoksulluğuna neden olan işsizlik, düşük ücretler, sosyal güvencesizlik gibi faktörlerin kapitalizmde ortadan kalkması mümkün........

© Evrensel