menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Açılım süreci demokratik olarak yürütülmelidir

34 1
12.07.2025

Siyaset bilimi her ne kadar devlet aygıtını toplumsal fikirlerin ve oluşumların kolektif tezahürü olarak görüyor ve gösteriyor olsa da, bir yandan uygulanan ekonomik sistem, diğer yandan da ülkenin merkez ya da çevresel konumlu olması hasebiyle devletler iç ve dış sermayeye karşı olduğu kadar, aynı zamanda da iç siyaset ve dış siyaset konularında da bağımlılık-bağımsızlık uçları arasında gidiş-gelişler sergiler. Söz konusu gidiş-gelişlerin asgari düzeyde tutulabilmesi ve olasılıklar dâhilinde toplumsal demokrasi kuralına uygun davranılabilmesi için siyasi karar mekanizmasının olabildiğince geniş alana yaygınlaştırılması kaçınılmazdır. Siyasi karar mekanizmasının geniş tayfa yaygınlaştırılması tek karar alıcı konumundaki siyasileri hata yapmaktan uzaklaştırabileceği gibi, yaygın yönetim kadrosunda siyasi sorumluluğu da yaygınlaştırarak, anonimleştirir. Böylesi yaygın ve derin karar mekanizmaları fazla zaman kullanıyor olabilmekle beraber, nihai kararın etkinlik ve genel kabul görülebilirlik derecesini azmi düzeye yükseltir.

İçinde bulunduğumuz açılım süreci Türkiye Cumhuriyeti tarihinin muhtemelen en önemli ve belki de en yaşamsal kararlarından biri olma yolunda ilerlemektedir. Bu yürüyüşün son kertede nasıl bir görüntüye dönüşeceğinin şimdiden kestirilemeyecek olması, ülkenin bekası ve selameti açışımdan “kervan yolda dizilir” safsatası yerine, sürecin her adımının ve olası her sonucunun tarafların tüm yetkili kurum ve kurullarında en ince detayına kadar tartışılması, leh ve aleyhteki görüşlerin ortaya koyulmasını gerektirmektedir. Böylesi karşılıklı müzakerenin yapılmadığı ortamlarda yürütülen ve bir şekilde karara bağlanan sürecin uygulamada bazı engebelerle karşılaşması mukadderdir.

Ortadoğu’da İsrail’in hareketlenmesi, ABD’nin Trump yönetiminde Ortadoğu’ya bir şekilde müdahil olması, hatta anlamsız ve yetkisiz şekilde sahiplenmesi ister istemez geçmişin Büyük Ortadoğu Projesi projesini akıllara getirmektedir. Bu ucube projenin eş başkanından birinin AKP Başkanı olması ise, son açılım sürecinin kısıtlı karar alanlarında alınmasına hiçbir mantıksal gerekçe oluşturamaz. Aksine, karşı taraf sırtını çağımızın emperyalistine........

© Evrensel