Trump'ı değil Lazzarini'yi dinleyin!
Aylardır herkesin diken üstünde beklediği Amerikan başkanlık seçimleri nihayet yapıldı.
Şimdi Filistinliler ve Lübnanlılar başta olmak üzere İran’dan Yemen’e onlarca ülke Donald Trump’ın bölgeye yönelik politikalarının belirginleşmesini bekliyor. Sonuçta Rusya’dan İran’a, Türkiye’den Irak’a, Suriye’den Gazze’ye, Lübnan’dan Mısır’a kadar birçok ülke Amerika’nın olası yeni politikalarına göre hesaplar yapıp aylardır pozisyonlarını belirlemeye çalışıyorlar.
Amerika Biden döneminde hız verilen, İsrail’in büyük bir hevesle ve heyecanla desteklediği “İran’sız bir Orta Doğu” tasavvurunu sürdürecek mi sürdürmeyecek mi? Amerika Irak’tan ve Suriye’den çekilecek mi çekilmeyecek mi? Hem İran’dan hem de Amerika’dan doğacak boşluk hangi ülkeye emanet edilecek? Emanetçilerden neler istenecek? Elbette sorulabilecek yüzlerce soru var.
İşin enteresan tarafı Trump’ın bir kere daha seçilmesine sevinenler arasında halihazırda sahada karşı karşıya olanlar da var. Bölge açısından hem ümit veren hem de korkutucu olan en önemli faktör ise Trump’ın öngörülemez oluşu.
Bir taraftan “Kamala Harris kazansaydı Biden döneminin devamı gibi olacaktı. Biden ne yaptı ki Harris’den ne bekleyelim?” diyenler vardı diğer tarafta Harris’in en azından Filistin meselesine yaklaşımını Trump’a göre daha ılımlı bulanlar...
Keza Trump için de “Önceki başkanlık döneminde yaptıkları açık. Trump döneminde Orta Doğu huzur bulamaz” deyip kestirip atanlar var. Karşı görüştekiler ise Trump’ın iş adamlığını hatırlatıp pragmatizmine güveniyor.
Velhasıl Amerika’da başkanlık seçimleri yapıldı yapılmasına ama bölgedeki mevcut sıcak çatışmaların da yeni yeni kendini hissettirmeye başlayan dönüşümün de seyrini belirleyecek ana aktörlerin başında elbette Amerika geliyor. En azından bir süre daha yani Trump’ın İran başta olmak üzere bölgeye yönelik politikaları az çok belirginleşene kadar bölge olarak diken üstünde beklemeye devam edeceğiz gibi görünüyor.
Gerçi........
© Evrensel
visit website