Öcalan’ın çağrısına rağmen kayyımların üzerine yatmak bir ihtimal midir?
AKP iktidarı açısından kayyım atama, sandıkta kazanmayı beceremediği belediyelerin yönetimini ele geçirmenin idari yöntemi haline geldi. Üç dönemdir belediyelere kayyım atama yöntemine başvuran AKP, ikinci parti durumuna düştüğü 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerin ardından İçişleri Bakanlığı eliyle 10’u DEM Parti’li 12 belediyeye kayyım atadı.
Haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan belediye eş başkanları görevden alınırken, kolluk gücü ve yargı harekete geçiriliyor. Van Büyükşehir Belediyesine kayyım atama görüntülerinde görüldüğü gibi, iktidar karşısında ciddi bir direnç gördüğü durumda Gazze görüntülerini çağrıştıran şiddet ve “terör” yöntemlerini devreye sokmakta beis görmüyor.
Kayyım atama politikası, iktidar tarafından “terörle iltisak” gibi bir şablon argümana dayandırıldığı için, kayyım atama sürecinde uygulanan devlet şiddeti de “terörle mücadele” diye sunuluyor. Son olarak, 24 Şubat günü DEM Parti yönetimindeki Kars’ın Kağızman Belediyesine kayyım atanmış ve böylelikle kayyım atanan belediye sayısı 12’ye çıkmıştı.
Ancak Öcalan’ın çağrısının ardından ‘kayyım’ başlığını yeni bir düzlem üzerinden tartışmak durumundayız. Daha doğrusu Türkiye artık kayyım gerçeğini, Öcalan’ın çağrısından önceki haliyle tartışamaz.
Tam da bu nedenle,........
© Evrensel
