menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hizalama baskısı altında bir ‘süreç’

26 0
26.05.2025

Teorik ve politik tartışmalarda, özellikle hegemonya mücadelesi bağlamındaki başlıklarda askeri terimlerle politik terimlerin birbirine yaklaştığını ve kimi zaman birbirini ikame ettiğini görürüz: Mevzi savaşı, strateji, taktik, hiza vb… Barışa dair mevzularda, bu daha ironik bir hal alabiliyor.

Lafı çok dolandırmadan meselemize gelelim. Bir yılı aşkın süredir konuştuğumuz son ‘sürece’ dair aldığı pozisyonun önemi yadsınamaz olsa da, bazılarının, Nobel Barış Ödülü verilmesini önermeyi düşünecek kadar, ayarsız coşkulu bir alkışla desteklediği Devlet Bahçeli’den geçtiğimiz hafta, bir açıklama daha geldi. Daha önce CHP tarafından farklı biçimde önerilen bir konuyu Bahçeli, “TBMM başkanının çağrısı ile ‘Yeni yüzyılın terörsüz Türkiye stratejisi; milli birlik ve dayanışma komisyonu’ kurulması” biçiminde dillendirdi.

Aynı açıklamadaki çok önemli bir başka vurgu ise pek öne çıkarılmadı: “27 Şubat İmralı çağrısıyla kabuğunu kıran, 10 Mart’ta PYD/YPG’nin silahları Suriye Arap Cumhuriyeti’ne teslim etmeyi, yeni yönetimin kurumlarına entegre olmayı bir mutabakat zaptıyla kabule dayanan…” Şam’da SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile geçici yönetimin Cumhurbaşkanı Muhammed Colani arasında 10 Mart’ta imzalanan 8 maddelik anlaşmada, Bahçeli’nin aktardığımız bu ifadesi yok. Şu var: “Suriye’nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğal gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye devletinin yönetimine entegre........

© Evrensel