AKP, TÜSİAD, kudret ve heyecan…
“Fehmi İstanbul’da İsmet Paşa’nın, Ankara’da Celal Bayar’ın ellerini öpüyor.”
Erol Toy, İmparator adlı romanında, ‘Çokzafde Fehmi’ karakteriyle Vehbi Koç odaklı olarak, ancak onunla sınırlı kalmadan, Türkiye sermayesinin devletle ilişkili büyüme sürüvenini resmeder. Döneminin sosyalist entelektüellerinden biri olan, çocukluğundan itibaren çalışarak yaşayan ve dört yıl önce aramızdan ayrılan Erol Toy, geriye en çok eser bırakmış yazarlardan biridir.
Toy’un, ‘İmparator’ adlı romanının sekizinci bölümü, bu yazının girişinde yer verdiğimiz cümleyle başlar. Çokzade Fehmi’nin, İsmet İnönü’yü Heybeliada’daki evinde ziyaret ettiği dönem, İnönü’nün başbakanlığından sonra ve Mustafa Kemal’in ölümünün ardından devralacağı cumhurbaşkanlığından önceki dönemdir. İnönü’nün yalnızlık dönemidir: “Kaç gün var ki, sütçüden boyacıdan başkası çalmadı kapısını.”
İsmet İnönü ile Celal Bayar arasındaki çekişme bu bölümde Fehmi’nin iç konuşmalarıyla yansıtılır. İnönü, elini öperek ayrılmadan önce bu ziyaretten Celal Bey’e bahsetmemesini Fehmi’ye hissettirir. Fehmi, o ana kadarki servetinde Celal Bayar’ın desteği belirleyici olduğu için kendisini ona daha yakın hisseder.
İmparator, nihayetinde kurgusal bir metin olduğu için, devleti yöneten kudretli siyasi figürlerle sermayenin en büyükleri arasındaki ilişkinin biçimini, ritmini, yazarın tahayyülü üzerinden........
© Evrensel
