Özelleştirmeler halk sağlığına zararlı
Deniz İpek
Özelleştirme sermayenin emeğe karşı topyekûn bir saldırısı; kazanımların, kamu alanının, toplumsal fayda sağlama imkanlarının ortadan kaldırılması planıdır. Özelleştirme; sosyal güvenlikten halk ve işçi sağlığına, eğitime, sosyal yardımların kısıtlanmasına ve tarımsal desteklere kadar toplumsal yaşamın bütün alanlarını hedef aldı. Bu nedenle, sorunu tek başına KİT’lerin özelleştirilmesiyle sınırlamak yetersiz bir değerlendirme. Özelleştirme ile dayatılan ideolojik pazarlama yöntemlerinde, kârlılık, modern işletmecilik, kişisel çıkar, bireysel kazanç, verimlilik vb. kavramlar vardı. Bu argümanların toplumun genel çıkarlarını yükselteceği pazarlanıyordu. Buna karşılık, dayanışma, sosyal yardım, insan merkezli üretim, toplumsal fayda, istihdam artışı, bölgesel gelişme, gelir farklılıklarının giderilmesi, toplumsal denetim gibi işçi sınıfı mücadelesinin yükselttiği, onun öz çıkarlarını ifade eden kavramlar gözden düşürülmesi hedeflendi. Özelleştirmenin en önemli sonuçlarından birisi, işçilerin sosyal kazanımlarının adım adım ortadan kaldırılması. Ücretlerin düşmesi, işsizliğin artması, işçi sağlığına ve güvenliğine ilişkin önlemlerden vazgeçilmesi, taşeronlaşma bu sonuçların en önemlileri. İşçilerin kazanımlarının ortadan kaldırılması, bütçe, sağlık ve sosyal harcamalarının kısılması, özel sağlık işletmelerinin önünün açılması, sosyal altyapı harcamalarının sınırlanması politikaları ile paralel ilerledi. Özelleştirmelerin toplumsal hayata, işçilerin ve halkın sağlığına etkilerine bütünüyle bakalım.
Özel hastane çetesinin bebeklerin ölümüne yol açmasıyla sağlık alanındaki rant hırsıyla yapılan özelleştirmelerin sonucu büyük bir toplumsal acıyla açığa çıktı. Özelleştirilen bir başka alan koruyucu sağlık hizmetlerinden olan işçi sağlığı ve güvenliği alanı. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile işçi sağlığı ve güvenliği; insan ve halk sağlığı açısından bir hak........
© Evrensel
