menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devlet ve riya

19 1
18.01.2025

Riya, devlet işlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak devlet olumlu görünen bir adımı aslında karanlık hesaplarla attığı zaman dahi, o adımı toptan karalamak yanlıştır. Riya içindeki yöneten kesimle oturup konuşanları bir kalemde silmek de öyle.

Türkiye’de on binlerin, Ortadoğu’da yüz binlerin ölümüne sebep olmuş kuvvetler şimdi çıkmış bize barıştan bahsediyor. Bunu daha önce de yapıp “çözüm” diye başladıkları cümleyi kanla noktalamışlardı. Yine böyle yapabilirler, şaşırmayız.

Yusuf Karadaş’ın geçenlerde hatırlattığı gibi, ilk çözüm süreci de çetrefilli hesaplarla başlatılmış, ancak egemenlerin kontrolünden çıkmıştı. Gezi ayaklanması ve HDP’nin 2015 zaferi Türkiye’ye demokrasi getirmedi ama, yenilgisiyle, kazanımıyla bir tecrübe birikimi yarattı. Bu birikim, günümüze yansıyabilecek mi?

Bugünlerde emperyal güçler, bölgemizde kimin, nasıl devlet olarak tanınacağını, silahlarını ne yapacağını, yani aslında kimin şiddet ve “gerçeklik” üzerinde tekel kurma hakkı olduğunu tartışıyorlar.

Siyaset bilimine girişte, devlet “meşru şiddet”in tekelidir tanımı öğretilir. Weber’in bu tanımı Troçki’nin bir cümlesinden esinlenip, bağlamından kopararak formülleştirdiği pek dile getirilmez. Başıbozuk aşırılıkçılar olarak algıladığı Bolşeviklere karşı bir polemiği de içeren “Bir Meslek Olarak Siyaset” söylevini, Ekim Devrimi’nin nasıl bir stratejik ve taktik dehayla adım adım örüldüğünden habersiz şekilde yazdığından da bahsedilmez. Kitle öz örgütlenmesinin o süreçteki kilit rolü, konuya değinen derslerde hep es geçilir. Weber’in formülünün altındaki,........

© Evrensel