AKP ‘kültürel hegemonya’ kuramadı mı?
Yöneten kesimin önce dizi sektörüne, arkasından da gazetecilere ve akademisyenlere karşı yeni bir kampanya başlatması, “kültürel hegemonya” tartışmasını tekrar gündeme getirdi. “Siyasal hegemonyanızı yıktık, sıra kültürel hegemonyanızda” ve “Kültürel iktidar olamadık” benzeri inciler yine dolaşımda. Bir taraftan devlet amansızca saldırırken diğer taraftan iktidarın medyası kurmakta oldukları tahakkümü göklere çıkardı. “Kültürel iktidarın el değiştirmesi kaçınılmaz” naraları atıldı.
Ancak, saldırıların sağ kesime kültürel olarak çok bir şey getirmeyeceğine dair uyarılar da yayımlandı Tük-İslamcı basında. “Kabiliyetli ile kabiliyetsizi, yetenekli ile yeteneksizi birbirinden tefrik etmek yerine Barımgiller familyasının lacivertini kurmakla kültürel iktidar olunur mu?” diye sordu birisi. İslami sermayenin (seküler sermayenin aksine) tiyatroya, sinemaya, heykele, resme destek vermediğine dikkat çekti bir başkası.
Muhalefette ise “Ağlansan da zırlasan da kültürel alanı ele geçiremezsin” benzeri çıkışlar gördük.
Bu tartışmanın ciddi bir kör noktası var. Hem iktidar cenahı hem muhalefet “kültür”ü çok dar tanımlıyor. Bu da bir dizi yanlış değerlendirmeye yol açıyor.
Ezgi Başaran (İngilizce olarak yayımlanan) iki yazıda konuyu bahsettiğim indirgemeciliğe düşmeden tartıştı. İkinci yazı için benimle de görüştü ve düşüncelerimi İngilizce konuşan okuyucuyla paylaştı.........
© Evrensel
